Tim 21. Olağan Genel Kurulu

Başbakan Erdoğan: (2) "Şu andaki faiz politikalarından memnun musunuz? derseniz, ben değilim. Allah'tan piyasa, faizi şu anda kendisi oluşturuyor, olgunlaştırıyor.

Tim 21. Olağan Genel Kurulu
07 Haziran 2014 - 13:59

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şu andaki faiz politikalarından memnun olmadığını belirterek, "Allah'tan piyasa, faizi şu anda kendisi oluşturuyor, olgunlaştırıyor. Burada piyasanın, şu anda olgunlaştırdığı, oluşturduğu faiz, Merkez Bankası'nın çok önünde" dedi. 

Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) 21. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, TİM'e, özellikle inovasyon konusundaki çalışmalarından dolayı teşekkür ederek, bu çalışmaların Türkiye'nin 2023 hedefleri yolunda çok önemli basamak olacağını söyledi. 

Eğitime son 12 yılda verilen desteğin neticelerini somut şekilde göstermeye başladığını dile getiren Erdoğan, "Bir yandan geriden çok farklı bir nesil gelirken, bir yandan artan araştırma geliştirme harcamalarıyla inşallah Türkiye dünyada sadece üreten, ithal eden, ihraç eden ülke olmakla kalmıyor, bilgi üreten de bir ülke konumuna yükseliyor" diye konuştu.

TİM'in Genel Kurulu'nda önemli bir hususu paylaşmak zorunda olduğunu ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:  

"Değerli dostlarım; burası bana göre bir aile meclisi. Bunları sizlerle paylaşmamız lazım. Çünkü bu ülke bizim, bu millet bizim. Bu ülkeyi hep beraber ayağa kaldıracağız ve milletçe ayağa kalkacağız. Son 12 yılda Türkiye ekonomisi çok ciddi sınavlardan geçti. 3 Kasım 2002'den sonra yaşanan her seçim ekonomi için bir imtihan oldu ve bu imtihanlardan başarıyla çıktık. Darbe girişimleri ekonomi için bir imtihandı. Bunlardan başarıyla çıktık. Çok ciddi provokasyonlar yaşadık. Bildiğiniz gibi bir Danıştay saldırısı, Cumhurbaşkanı seçme süreci, Gezi Olayları, 17 ve 25 Aralık darbe girişimleri, terör saldırıları, vesselam... Bütün bunlar en başta ekonomi için zorlu bir imtihandı. Bunları geride bıraktık. 2008 yılında başlayan küresel kriz, aynı şekilde ekonomimiz için zor bir imtihandı. O imtihanı da başarıyla atlattık. Bakın, Türkiye öyle bir hale getirilmişti ki, kriz ve kaos birileri için çok ciddi rant kaynağı haline gelmişti. Yani, 'ABD sarsılırken, Türkiye'de bununla beraber batacak' diye manşetler atanlar olmuştu. Hatta şahsım o zamanlar 'Bu kriz Türkiye'yi teğet geçecek' dediği zaman, dalga geçenler de olmuştu. Çünkü biz farklı bakıyorduk. Yere de sağlam basıyorduk. Nitekim, öyle de oldu. Onların dediği olmadı, bizim tespitimiz gerçekleşti."

"Bir çark kuruldu"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, darbeler, millete çok ağır faturalar yüklerken birilerine ciddi kazançlar sağladığını, terör, 40 bin insanın ölümüne, trilyonlara varan maddi kayba neden olurken birilerine çok ciddi manada paralar kazandırdığını anlattı. 

Bu ülkede çeteler ve mafyatik örgütlenmelerin, milletin emeğini, alın terini gasp ettiğini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:

"Gittiler, seçkinci zümrelere milletin alınterini, emeğini adeta hortumla akıttılar. Türkiye'de çoğunluğun kaybetmeye mahkum olduğu, mutlu bir azınlığın hep kazandığı bir ekonomik sistem, bir çark kuruldu. Kimler vardı bu çarkın içinde: İçeride ve dışarıda maalesef belli çıkar çevreleri vardı. Alınterini, bilgisini, sermayesini, millet için ortaya koyanları tenzih ediyoruz. Bu sermaye çevrelerinin emir ve talimatıyla hareket eden belli maalesef medya kuruluşları vardı. Hiçbir zaman gerçekleri yansıtmadılar. Her zaman, ne yazık ki yalan, yanlış milletin motivasyonunu yok eden, milletin heyecanını yok eden başlıklarla çıktılar. Millet, 'Gerçekten böyle mi oluyor yoksa bir yerlere doğru gidiyor muyuz, batıyor muyuz?' Bunları düşünmeye başladı. Bu çarkın hizmetkarı haline gelmiş sivil toplum örgütleri, sendikalar, hatta terör örgütleri, marjinal örgütler vardı. Yine bu çarkın içinde, çarkın dışına çıktığında kaybedeceğini bilen siyasi partiler, siyasi hareketler vardı. Elbette devlet içindeki çeteler, bu çarkın bir parçasıydı."

"Bu çarkı kırdık"

Başbakan Erdoğan, dünyanın gelişmiş ülkelerinde siyasi hareketlerin, özellikle muhalefetin, çoğu yerde, iktidarın tamami karşısında olmayı kendisine görev telakki etmeyeceğini söyledi. Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:  

"Çoğu zaman, 'Acaba ülkem buradan ne kazanır' bunun da hesabını yapar. Oturur, iktidarla ortak olmadığı halde, desteğini verir ve destek vermek suretiyle bir devşirmeye kalkışır. Tabii ülkemizde, güzel bir tezgah kurulmuştu. Türkiye'deki hiçbir ekonomik kriz, bu çarkın parçalarını etkilememiştir. Hiçbir darbe girişiminde bu çarkın parçaları zarar görmemiştir. Enflasyon yükselmiş, kazanan bunlar olmuştur. Faiz yükselmiş, kazanan bunlar olmuştur. Terör can almış, kazanan bunlar olmuştur. Millet yoksullaşmış, ülke yoksullaşmış, bunlar ne hikmetse hep zengin kalmış, servetlerine servet ilave etmişlerdir. İşte biz, 12 yıl içindeki reformlarla bu kısır döngüyü ortadan kaldırdık, bu çarkı kırdık. Bu ülkede kazananların sayısını artırdık. Yatırım yapanların sayısını artırdık. Yani, bir başka ifadeyle Anadolu sermayesi denilen yeni bir çıkışın oluşumunu sağladık. Sermayenin belli ellerde toplanmasını değil, dağılmasını sağladık. Tabii ki bu, özellikle belli belki güç odaklarını rahatsız etmiş olabilir. Halbuki benden, bize geçiş çok önemliydi. Burada, şu gerçeği haykırmamız lazım:  Biz; hep birlikte! Bunu başardığımız anda Türkiye'yi tutana aşk olsun diyorum. Tutamayacaklar. O zaman dünyada, güçlü bir Türkiye olacak."

"3 Kasım'da millet yönetime el koydu" 

AK Parti'in iktidara geldiği 3 Kasım 2002 seçimlerinden çıkan gerçek mesajın "Artık, herkes kazanacak" olduğunu ve o dönemde bir gazetenin "Anadolu ihtilali" başlığı attığını hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:

"Evet; 3 Kasım 2002 de millet yönetime el koydu. 12 yıl boyunca da millet iradesini sımsıkı korudu. Bakın, çok basit bir soru soruyorum: 79 yılda, 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol vardı. Şu hesabı basit yapalım. Biz 12 yılda 17 bin kilometre bölünmüş yol inşa ettik. Allah aşkına bu yollar bizden önce neden inşa edilmedi. İhtiyaç vardı. Araç sayısı her yıl artıyordu. Trafik kazalarında her yıl ölümlü kaza sayısı artıyordu. Ekonomik büyüme için yol, artık kaçınılmaz hale gelmişti. Peki, neden bu yolları inşa etmediler? Çünkü böyle bir dertleri yoktu. Buraya ayıracak kaynakları yoktu. Ülkenin milletin kazanımlarını o kazançlardan aldıkları vergileri götürdüler, işte o mutlu azınlığa, o seçkinci çevrelere, o faiz lobilerine teslim ettiler. Milleti, daracık yollarda, karda kışta, dağ başlarında, adeta ölüme mahkum ettiler. Yol için kullanılmış parayı da götürdüler, yüksek faize peşkeş çektiler."

Faiz politikaları

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasında, faiz politikalarına da değinerek, şunları kaydetti:

"Şu andaki faiz politikalarından memnun musunuz?' derseniz ben değilim. Allah'tan piyasa, faizi şu anda kendisi oluşturuyor, olgunlaştırıyor. Burada piyasanın, şu anda olgunlaştırdığı, oluşturduğu faiz, Merkez Bankası'nın çok önünde.  Bu bir şeyi gösteriyor. Bakın işte, şurada dün, Avrupa yarım puan oynadı, piyasalardaki gelişmeyi görüyorsunuz. Olumlu mu gelişti, olumsuz mu gelişti? Olumlu gelişti. Vaka budur. Yatırımcı bu ülkede, adımını atacaksa, düşük faizle atacak. Eğer siz yüksek faiz ortaya koyarsanız bu ülkede yatırımcının cesaretini ortadan kaldırırsınız. Bu bir vaka...

İstihdamın artması için yatırımcılara ihtiyaç var. Bize küresel sermaye, öz sermayemizin yatırımından sonra gelir. Öz sermaye devrede olmazsa küresel sermaye buraya kolay kolay girmez ama öz sermaye devrede olursa, çeker başkalarını da getirir. Bizim bunu başarmamız lazım. Bunu anlatmakta zorlanıyoruz. Bunun başarılması gerekir. Başaracak mısınız? Evvelallah başaracağız. Bu olacak. Bunun başka çaresi yok. Şimdi gelişmiş ülkelere bakıyorsunuz, ABD'de 1 puan, daha da düşüyor. Japonya'ya bakıyorsunuz eksi. İsrail'e bakıyorsun, keza öyle. Bütün bunlarda faiz böyle de biz de niçin şöyle bütün masraflarıyla baktığın zaman 13-14-15'lere çıkıyor? Böyle şey olmaz. Finansmanın maliyeti ne kadar düşerse bu ülkede yatırımlar o kadar artar. İki kere iki dört. Bunun başka çaresi yok."  

- İstanbul

YORUMLAR

  • 0 Yorum