Oruç Tutmak Kimlere Farzdır?

Lazhaber53.com Ramazan Özel - Oruç Tutmak Kimlere Farzdır

Oruç Tutmak Kimlere Farzdır?
06 Haziran 2016 - 12:48

Bugün 11 ayın sultanı ramazan başladı.

 
Oruç, İslâm'ın dördüncü emridir.- İnsanın manevî yönden gelişmesini sağlar.- Oruç tutan kimseyi kötü davranışlardan ve iffetsizlikten alıkor;- ve Cehenneme girmesine engel olur. Allah Teâlâ, işte bu gibi özellikleri sebebiyle orucu hem Muhammed ümmetine, hem ondan önceki ümmetlere farz kıldı.Orucun "sayılı günlerde," yani yılda bir defa Ramazan ayında tutulmasını emretti.


Oruç tutmanın sevabı
 
Namaz kılan, zekât veren ve haccedeni herkes görür. Fakat bir kimsenin oruç tuttuğunu sadece Allah bilir. Oruca riya ve gösteriş bulaşmadığı için, oruç tutan kimsenin Allah katında farklı bir yeri vardır.
 
Peygamber Efendimizin bildirdiğine göre Allah Teâlâ bu özel durumu şöyle açıklamıştır:
Oruç tutan kimse; yemesini, içmesini ve her türlü bedenî zevkini sadece Benim rızâmı kazanmak için bırakır; bu sebeple onun ödülünü bizzat Ben vereceğim.
 
Oruç tutan kimsenin çok sevindiği iki zaman vardır. Biri akşam iftar ettiği zaman, öteki de Rabbine kavuştuğu zaman.4
 
Orucun ve oruçlunun değerini şimdi de Resûl-i Ekrem Efendimizden dinleyelim:
 
Oruçlu bir ağzın kokusu, Allah yanında en güzel kokudan daha değerlidir.
 
Sevap olduğuna inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutan kimsenin geçmiş günahları bağışlanır.5
 
Allah Teâlâ, kendi rızâsı için oruç tutanı, Cehennem ateşinden yetmiş yıl uzaklaştırır.6
 
Cennetin sekiz kapısı vardır. Namaz kılanlar, kıyamet gününde Cennete namaz kapısından; cihad edenler cihad kapısından, sadaka verenler sadaka kapısından gireceklerdir.
 
Bu sekiz kapıdan birinin adı Reyyân'dır. O kapıdan sadece oruç tutanlar girecektir.
 
Mahşer yerinde bir ara "Oruç tutanlar nerede?" diye seslenilecek. Oruç tutanlar yerlerinden doğrulacak. Onlar Cennete girince bu kapı kapanacak; artık oradan kimse girmeyecek. Reyyân kapısından girenler bir daha susuzluk çekmeyecek.7
 
Sahâbîlerden biri, Peygamber Efendimizden, kendisine fayda verecek bir ibadet tavsiye etmesini istedi. Resûl-i Ekrem ona "Oruç tutmanı tavsiye ederim. Onun gibisi yoktur" buyurdu.8 Böylece orucun gösterişten uzak, ihlâs ve samimiyetle yapılan müstesna bir ibadet olduğuna işaret buyurdu.
 
1. Ramazan Orucu Kimlere Farzdır?
 
Akıllı, ergenlik çağına ulaşmış ve oruç tutmasına engel bir mazereti olmayan her Müslüman’ın Ramazan orucunu tutması farzdır.
 
2. Hangi Hallerde Ramazanda Oruç Tutulmayabilir?
 
İslâm dini, kişileri güçleri nispetinde sorumlu tutmuş, güçlerini aşan veya sıkıntıya yol açan durumlarda kolaylaştırıcı hükümler getirmiştir. Aşağıdaki mazeretlere sahip kimselerin Ramazanda oruç tutmakla yükümlü olmayıp daha sonra kaza etmelerine veya yerine fidye vermelerine ruhsat tanınmıştır:
 
a) Yolculuk:
 
Yolculuk, Ramazan ayında oruç tutmamak için ruhsat olarak kabul edilmiştir. Yolculuk esnasında tutulmayan oruçlar, daha sonra kaza edilir. Kur’an’da “Ey inananlar! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, Allâh’a karşı gelmekten sakınasınız diye, size de sayılı günlerde farz kılındı. İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde tutar. Oruca dayanamayanlar, bir düşkünü doyuracak kadar fidye verir. Kim gönülden iyilik yaparsa, o iyilik kendisinedir. Eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha iyidir.” buyrulmaktadır (Bakara 2/183-184).
 
Geceden oruca niyetlenip de, gündüz yolculuğa çıkan kimse, dilerse bu orucunu bozar, dilerse tamamlar. Geceden oruç tutmaya niyetlenip gündüz ise yolculuğa çıkmak zorunda olan kimse yolculukta zorluk çekerse orucunu bozabilir. Ancak orucunu tamamlaması daha uygundur. Hz. Peygamber, Mekke’nin fethi için sefere çıktığında oruçlu iken, Kedîd denilen yere varınca orucunu bozmuştur (Buharî, Savm, 34; Müslim, Sıyam, 15). Bu uygulama sefere çıkınca orucun bozulabileceğini göstermektedir.
 
b) Hastalık:
 
Oruç tuttuğu zaman, hastalığının artmasından veya uzamasından endişe edilen kimse ile, hastalığı sebebiyle oruç tutmakta zorlanan kişilerin Ramazan ayında oruç tutmayıp, iyileştikten sonra bunları kaza etmelerine izin verilmiştir. Yukarıda zikredilen ayet buna işaret etmektedir. Uzman bir hekim tarafından oruç tutması halinde hasta olacağı bildirilen kimse de hasta hükmündedir.
 
c) Hamilelik ve Çocuk Emzirme:
 
Oruç tutmaları kendilerine veya çocuklarına zarar vermesi halinde, hamile kadınlar oruçlarını tutmayabilirler. Emzikli kadınlar da, sütlerinin kesilmesi ve çocuklarının zarar görebileceği durumlarda oruç tutmayabilirler. Hz. Peygamber buna müsaade etmiştir (Nesâî, Sıyam, 50-51, 62; İbn Mace, Sıyam,3).
 
d) Zor Ve Meşakkatli İşlerde Çalışmak:
 
Oruç tuttuğu takdirde sağlığına bir zarar gelmesinden korkan kimse, orucunu tutmayabilir. Bu durumda olanlar, izinli olduğu günler veya uygun zamanlarda tutamadıkları oruçları kaza ederler.
Bir zorunluluk olarak, ağır işlerde çalışmak zorunda olan kişilerin oruçlu olarak çalıştıkları takdirde sağlıkları risk altında kalacaksa ramazan ayında tutamadıkları oruçlarını uygun bir zamanda kaza ederler.
Kur’an bu durumu şu ayetlerle açıklar: “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı. Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse) o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır. (O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah’ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir.” (Bakara, 2/183-185)
 
e) Yaşlılık:
 
Oruç tutamayacak kadar yaşlı olan kimseler, oruç yerine fidye verebilirler. Bakara suresinin 184. ayetinde, bu şekilde olup da oruca güç yetiremeyenlerin, oruç tutmayıp fidye vermeleri gerektiği hükme bağlanmıştır. İyileşme umudu olmayan hastalar da aynı hükme tabidir.
 
EN ÇOK SORULAN RAMAZAN SORULARI
 
Akşamleyin yatmadan önce yemek yiyip oruç tutmaya niyet eden kişi gece uyandığında henüz imsak vakti girmeden yemek yiyip su içebilir mi?
 
“İmsak”, sabah namazının girişini ve orucun başlayış vaktini ifade eder. Oruç tutacak kişinin bu andan itibaren yeme içmeye son vermesi gerekir. Ancak, oruca niyet zamanı ile oruca başlama zamanın çakışması şart olmadığı için daha önceden de niyet edilebilir. Bu itibarla, yatmadan önce yemek yiyip oruç tutmaya niyet eden kişi, geceleyin uyandığında imsak vaktine kadar yiyip içebilir.
 
Sahurda ezan bitene kadar yemek yenilebilir mi?
 
İmsak vakti ezan ile değil, tan yerinin ağarması ile başlar. Bu sebeple ezan okunsun-okunmasın imsak vaktinin başlaması ile yeme içmeye son vermek gerekir. Ezanın imsak vaktinden önce okunması, ezanla birlikte oruca başlamayı zorunlu kılmadığı gibi, ezanın geç okunması halinde de imsak vaktinin girmesinden sonra yiyip içmek mübah olmaz.
 
Cünüp iken sahur yemeği yenebilir mi, oruca niyet edilebilir mi?
 
Cünüp olan kimsenin elini, ağzını yıkamadan yiyip içmesi uygun görülmemiştir. Ancak elini, ağzını yıkadıktan sonra, boy abdesti almadan sahur yemeği yemesinde bir sakınca yoktur.
 
Diş fırçalamak orucu bozar mı?
 
Diş fırçalamakla oruç bozulmaz. Bununla birlikte, diş macununun veya suyun boğaza kaçması halinde oruç bozulur ve kazası gerekir. Orucun bozulma ihtimali dikkate alınarak, dişlerin imsaktan önce ve iftardan sonra fırçalanması uygun olur.
 
Kusmakla oruç bozulur mu?
 
Kendiliğinden kusmakla oruç bozulmaz. Ancak kişinin kendi isteği ve müdahalesi ile meydana gelen kusma, “ağız dolusu” olması halinde orucu bozar.


YORUMLAR

  • 0 Yorum