Hanefi Bostan: "Hani Anneler Ağlamasın Diye Yola Çıkmıştınız"

Çözüm sürecini eleştiren Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, “Ey ‘Akil Adamlar’ ülkemizin sürüklendiği vahim durumdan memnun musunuz? Hani anneler ağlamasın diye yola çıkmıştınız. Annelerin çığlıklarını duymuyor musunuz? Hiç sesiniz çıkmıyor da” dedi.

02 Haziran 2014 - 02:15

Çözüm sürecini eleştiren Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, "Ey 'Akil Adamlar' ülkemizin sürüklendiği vahim durumdan memnun musunuz? Hani anneler ağlamasın diye yola çıkmıştınız. Annelerin çığlıklarını duymuyor musunuz? Hiç sesiniz çıkmıyor da" dedi.

Bostan açıklamasında, "Demokratik açılım safsatası artık iyiden iyiye can sıkmaya başladı. Nasıl ki zehri altın kadehte sunarlarsa hükümet de aynısını yapıyor: Daha sağlıklı ve gerçek adıyla "etnik çözülme" olması gerekirken, hükümetin kamuoyunu aldatmak kastıyla "demokratik" adını koyarak şirin göstermeye çalıştığı "Kürt açılımı", Türkiye yanıp tutuşacak olsa karşısına geçip keyifle sigarasını tüttürecek olanlar dışında, aklı başında, sorumluluk bilincine vakıf, vatansever her kesimden şiddetli ve git-gide artan tepkiler almaya devam ediyor. Diyarbakır'da PKK tarafından dağa çıkarılan çocukların annelerinin çığlığı bunun en bariz örneğidir" dedi.

Diyarbakır'da annelerin başlattığı eyleme yeni mağdur annelerin katıldığına dikkat çeken Bostan, "1 Haziran Dünya Çocuklar Günü'dür. Gün ülkemizde 23 Nisan'da kutlanmaktadır. 23 Nisan günü düzenlenen piknik etkinliğinde PKK tarafından dağa kaçırılan liseli öğrencilerin ailelerinin başlattığı eylem 19 Mayıs gününden beri her geçen gün artarak devam ediyor. Aileler eylemlerini Diyarbakır Belediyesi önünde oturma eylemi şeklinde sürdürmektedirler. Basında yer alan bilgilere göre bu ailelerin sayısı 76 sayısını ulaşmış bulunmaktadır. Ağrı'da da 6 aile yeni eyleme başlamıştır. Eyleme geçen aileler çocuklarının 18 yaşından küçük olduğunu ve kendilerine geri teslim edilmesini istemektedir. Çocuklarını talep amacıyla BDP Diyarbakır il binasına giden aileler burada saldırıya uğrayarak yaralanmışlardır" diye konuştu.

Açılım sürecine dikkat çeken Bostan, "Acılım Süreci'nin hangi noktaya geldiğini basında yer alan aşağıdaki ifadeler açıkça ortaya koymaktadır; Acılı aileler daha sonra Dağkapı Meydanı'nda çadır kurarak oturma eylemine başladı. Gözyaşı döken acılı anneler, PKK'dan çocuklarını istedi. Berat Çetiner'in annesi Saniye Çetiner, '3 gündür haber alamıyoruz. İki gündür BDP'de bekliyoruz. Orada saldırıya uğradık. Kocam şimdi hastanede. Evde yas var. Benim çocuğum yok ortada. Bir arkadaşı mesaj göndermiş telefona biz öyle öğrendik çocuğumun gittiğini. Ben çocuğumu istiyorum. Başka bir şey istemiyorum. İki koyun bir kurda verilmez' diye konuştu. Özgür Çeniter'in annesi Halime Çetiner ise çocuğunun pazar günü dağa çıkartıldığını söyledi. Çetiner, 'Okulda oğlum birinci durumdaydı. Oğlum böbrek hastası ilaç kullanıyor. İlaçları kullanmazsa krize girer. Şekeri 300'e çıkar. İki gündür BDP'de bekliyoruz. Çocuğumu bana versinler' şeklinde konuştu. Ancak terör örgütünün tehdidi üzerine adı geçen aileler HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Yıldırım Aydoğan ile birlikte BDP Diyarbakır il binasında basın açıklaması yaparak bu iki aile eylemlerini sona erdirdi. Diğer aileler Diyarbakır Belediyesi'nin bütün engellemelerine rağmen eylemlerine devam ediyor" dedi.

Çıkan haberlerden örnekler veren Bostan, "Bir başka haberde de; Adıyaman'da dağa kaçırılan kızlarından 25 gündür haber alamayan 2 anne çocuklarının kurtarılması için çağrıda bulundu. Fevzi Çakmak Anadolu Lisesinde eğitim gören Arzu Kahraman ve Ruken Yıldız'dan 5 Mayıs'tan bu yana haber alınamıyor. Kız öğrencilerin terör örgütü tarafından kaçırıldığı belirtiliyor. Kız çocuklarının bir anda ortadan kaybolması ise merkeze bağlı Payamlı köyünde yaşayan aileleri üzüntüye boğdu. Okuldaki başarılarıyla göz dolduran evlatlarından 25 gündür haber alamayan anneler, çocuklarına kavuşmak istiyor. Ruken Yıldız'ın annesi Zeynep Yıldız, kızının dağa gidecek iradesinin olmadığını söyledi. Kızının üniversite sınavlarına hazırlandığını anlatan Yıldız, çocuğunun kaldırıldığını belirtti. Yetkililerden yardım isteyen Yıldız, şöyle konuştu: 'Yalvarıyorum onları geri getirsinler. Onlar küçükler daha bir şey yapamazlar. Okula gidiyorlar, kitaplarını bırakıp gittiler. Bunlar kendi iradeleriyle gitmedi. Kızımın dersleri çok iyiydi, doktor olmak istiyordu. Dağa çıkacak olan insan sabahlara kadar ders çalışmaz.' Arzu Kahraman'ın annesi Zahide Kahraman ise kızına kavuşmak istediğini vurguladı. Kızının tıp fakültesini kazanmak için çok çalıştığını dile getiren Kahraman,'Bu acıyı bilmeyen anlamaz. Böyle bir şey kızımın hiç aklından bile geçmez.' şeklinde konuştu" dedi.

'Şimdiye kadar 8 bin çocuk dağa kaçırıldı' diyen Hanefi Bostan "Anadolu Ajansı'nın haberine göre, 'geçen yıl 600 çocuğun, bu yılın 4 aylık döneminde ise 100 çocuğun, PKK tarafından zorla ya da kandırılarak dağa çıkarıldığı' belirtildi. Vatan gazetesinin haberine göre son iki yılda PKK'nın dağa kaçırdığı çocuk sayısı 2 bin 350'ye ulaştı. Son olarak Anadolu Ajansı'nın geçtiği habere göre; Siirt'in Baykan ilçesinden Kurtalan ilçesinde Sabah sınava girmek için gece yola giren Kur'an kursu öğrencilerinden Ramazan Topuz (17) ve İlyas Topçi (16) kaçırıldı. Kaçırıldıkları otomobilden atlayan Topuz kurtulurken diğer öğrenci İlyas Topçi Sabah saatlerinde ağır yaralı olarak yol kenarında bulunduğu belirtilmektedir. İşin daha da vahimi PKK'nın "çocukları örgüte katarken uluslararası kuruluşlarla yapılan anlaşmalara" uyduğunu ifade etmesidir. Bu kuruluşlar hangileridir ve hangi ülkede faaliyet göstermektedirler? Bunlar Ermenistan, Yunanistan, İsrail, ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Almanya, Fransa, Belçika, Norveç veya İran'da mı? Kimmiş bu insanlık dışı kuruluşlar?" diye sordu.

Bostan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kürt açılımı denen şey, Türkiye Cumhuriyeti'nin "etnik çözülme" yolu ile tasfiyesinin ilk aşamasından başka bir şey olmadığını bundan tam beş yıl önce dile getirmiş ve Hükümeti uyarmıştık. Bu uyarımızı haksız bulanlar, hatta "fol yok yumurta yok" iken Hükümeti sadece körü körüne eleştirdiğimizi bile söyleyenler çıkmıştı. Ancak gelinen noktada haklılığımızın ortaya çıkması bizi ciddi anlamda üzmüş bulunmaktadır. Ey "Akil Adamlar" ülkemizin sürüklendiği vahim durumdan memnun musunuz? Hani anneler ağlamasın diye yola çıkmıştınız. Annelerin çığlıklarını duymuyor musunuz? Hiç sesiniz çıkmıyor da." - İstanbul

YORUMLAR

  • 0 Yorum