Dr. Ak, Vampir Kelebeğin Çaya Zararı Yok!
Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Kibar Ak, son zamanlarda Doğu Karadeniz Bölgesi’nde ’vampir kelebek’ olarak adlandırılan böceğin insanlara ve çaya herhangi bir zararı olmadığını açıkladı.
Doğu Karadeniz bölgesinde, "vampir kelebek" ya da "yalancı kelebek" olarak bilinen zararlı böcek türünün çaya zarar verip vermediğine ilişkin çalışmaların sürdüğü bildirildi. Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Kibar Ak, yaptığı yazılı açıklamada, "Yalancı Kelebeğin Tespiti, Yaygınlık Alanlarının Saptanması ve Mücadele İmkanlarının Araştırılması Projesi" çalışmalarının devam ettiğini belirtti.
Yalancı kelebeğin (Ricania Japonica), bölgede özellikle gençleştirme budaması yapılmış bahçelerde üçüncü sürgün çay hasadı döneminde sarı çay akarı ile karıştırıldığını ifade ederek, bu nedenle bu zararlıyla ilgili bir proje yürütüldüğüne dikkati çeken ve kamuoyunda çok yanlış bir bilgi kirliliği olduğunu belirten Dr. Kibar Ak, “Bu bahsedilen böcek hem kelebek değil hem de ‘vampir kelebeği’ değil. Bu olay sansasyonel bir ifade ile basına yansımış durumdadır. Vampir kelebeği olarak adlandırılan bu böcek ‘ricania simulans’ dediğimiz ve Doğu Karadeniz Bölgesi’nde 6 sene önce Gürcistan’dan bitki materyalleri ile giren bir böcek türüdür. Ülkemize ilk girdiği 2009-2010 yıllarında bazı bölgelerde yüksek popülasyon yapmış ama daha sonra Doğu Karadeniz’e yayılarak doğal dengeye gelme aşamasındadır. Vampir kelebeği insanlara zarar veriyor anlamında çok yanlış ifadeler ve bilgi kirliliği var. Bu kelebek denilen ricania simulansın ergin ve gençleri, taze bitkilerin sürgünleri üzerinde emerek besleniyor. 3-4 yıl önce özellikle İlkbahar döneminde iklimin denk geldiği zamanlarda hıyarda ve fasulyede bazı zararları görüldü. Ama çayda ve diğer ürünlerde herhangi bir zararı yok. Böceğin bazı yerlerde yoğun olarak bulunması, vatandaşlar tarafından görülmesi ve özellikle ağustos ayının sonu eylül ayının başında gece gündüz sıcaklıklarının artışı sonucunda evlerin balkonlarında ışığa gelen böceklerin ölmesi veya pencerelerden odalara girip ölmesi böceğin fazla olduğu izlenimi vermekte. Vatandaşlar bu böceğin zararlı olabileceğini düşünüyorlar. Bu böceğin insanlara herhangi bir zararı yok. Bitki dışında herhangi bir şeyle beslenmez. Bu böcek ne vampir özelliğinde ne de kelebek özelliğinde bir hayvandır. Sadece erginleri kelebeğe benzediği için ‘kelebek zararlısı’ diye adlandırılıyor. Bu ‘vampir’ ifadesi çok sansasyonel bir ifadedir. Biz Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yaptığımız çalışmalar ile vatandaşları bu konular üzerinde bilgi verme noktasında elimizden gelenleri yapmayı çalıştık. Vatandaşlar tarım il ve ilçe müdürlüklerindeki teknik elemanlar dışında, üniversitedeki konuyu bilen hocaların dışında ve bizlerin bilgileri dışında hiçbir şeye itibar etmemeleri gerekir. Bugün çıkan haberde ‘çayda beklenen büyük tehlike’ diye haber yapılmış. Bu böceğin çaya zararı olmadığını çok kez ifade ettik. Sadece geçtiğimiz dönemlerde çay ile iç içe olan bahçelerdeki sebzelerde bazı zararlar oldu ama şu anda genel denge durumuna geliyor. Onun için Doğu Karadeniz Bölgesi’ni düşünerek, Türk çayının hiçbir haşereye karşı kimyasal kullanılmadan üretim yapıldığını ve bu önemli değeri düşünerek o şekilde ifadelerimize dikkat etmemiz lazım. Bu böceklerin insanlara zararlı olduğu, gözlük camlarına fırlayarak, gözlük camlarını bile çizdiği ifade ediliyor. Kesinlikle böyle bir durum söz konusu değil. Çok abartılı ve dikkat çekici ifadeler bunlar. Üreticilerimiz dışarıdan sabotaj mı oldu gibi hikayeleşmiş kurgulara inanmaması gerekiyor. Çünkü bu ülkemizde değişik dönemlerde olabilecek böceklerden birisidir. Biraz sabredip bu zararlıyı takip edip, üniversiteler, araştırma kurumları ve ilgililerin yapacağı çalışmaları bekleyeceğiz. İl ve ilçe müdürlükleri, ziraat odaları, üniversiteler ve araştırma enstitüleri konuya hakimdir. Bu konuda endişe etmeye, afaki ifadelerde bulunmaya gerek yok” diye konuştu.
“BÖLGEDEKİ BAZI KUŞ TÜRLERİNİN POPÜLASYONU MÜTHİŞ DERECEDE ARTTI”
Bu böceğin erginleriyle beslenen kuş türlerinin sayısının oldukça arttığını belirten Dr. Kibar Ak, “Ricania simulans, çok görüldüğü taktirde evlerin yanında bulunan hobi bahçelerinin yanında bulunan çalı ve çırpıları imha etmemiz, bahçe temizliği yapmamız, bu böceğin yumurtalarını imha ettiğimiz anlamına geliyor. Bölgeden edindiğimiz bilgilere göre bazı kuş türlerinin popülasyonunun müthiş derecede arttığını öğrendik. Bu kuş türlerinin ‘ricania simulans’ böceğinin ergeni ile beslendiğini söylediler. Bu böceğin popülasyonu bu şekilde doğal olarak da baskı altına alınacak. Normal denge düzeyine zamanla gelecek” şeklinde konuştu.
“AMERİKAN BEYAZ KELEBEĞİ İLE RİCANİA SİMULANS AYNI BÖCEK DEĞİL”
Bölgede bulunan kelebek türlerinin birbirlerine karıştırılmaması gerektiğinin altını çizen Ak, “Bazı bölgelerde kelebekler karıştırılıyor. Amerikan beyaz kelebeği diye yıllardır bilinen ve Orta Karadeniz’de Terme, Çarşamba, Ondokuz Mayıs, Bafra arasında bazı yıllarda epidemi yapan ve fındık yapraklarını yiyerek zarar veren bir kelebek türü var. Bu kelebek türü de bu yıl ve geçen yılda dahil olmak üzere özellikle iki dönemde döl veriyor. Bu döl zamanları ağustos ve haziran aylarında oluyor. Bu sene de havaların yağmurlu ve soğuk gitmesi birinci döl de çok dikkat çekici bir sonuç olarak karşımıza çıkmadı. İkinci dölde de bizi toplu hareket ettirecek bir durum yok. Bu bölgede Amerikan beyaz kelebeğinin çok epidemi yaptığı yıllarda kültürel ve zararlı olmayan bitki koruma ürünleri ile kontrol altına alabildik. Orta Karadeniz Bölgesi’nde Amerikan beyaz kelebeğinin zararına 1-2 yıldır rastlamıyoruz” açıklamalarında bulundu.
Ak, Artvin, Rize ve Trabzon'da üretici ve teknik personele yönelik yalancı kelebeğin yaşayış şekli, biyolojisi ve yapılacak kültürel mücadelelere yönelik bilgileri içeren eğitimler verildiğini belirterek, iki yıllık çalışmada yaklaşık bin üretici ve 250 teknik personele eğitim verildiğini vurguladı.
Bu zararlı ile mücadele için bazı testler yapıldığını aktaran Ak, şöyle devam etti: "2018 yılında doz tarama testlerinde zararlıya karşı etkili bulunan portakal, nane ve biberiye esansiyel yağlarının 6 dozda doz-ölüm denemeleri yürütülmüştür. Karşılaştırma ilacı olarak Azadirachtin etkili maddeli Neem Azal T/S beş farklı dozda kontrol olarak aseton-su karışımı kullanılmıştır. Portakal yağında denenen dozlarda yüzde 70 üzerinde etki sağlanamazken biberiye yağında bu etki yüzde 10'luk dozda sağlanabilmiştir. Nane yağının yüzde 5'lik dozunda yüzde 79 etki sağlanmıştır ancak denenen üç esansiyel yağda da yüzde 70 ve üzeri etki sağlanan dozların, test bitkisi olarak kullanılan kivi fidanlarına fitotoksik etkileri (bitkide yanmalar) görülmüştür. Karşılaştırma ilacı olarak kullanılan Azadirachtin etkili maddede yüzde 62 etki görülmüştür."
Ak, denenen esansiyel yağların, karşılaştırma ilacının en yüksek dozundan yüksek etki gösterse de bu dozların uygulamaya verilebilmesi ve uygulamanın ekonomik olması açısından davranışsal etki çalışmalarına ihtiyaç olduğunu belirterek, 2019 yılında yapılacak davranışsal etki denemeleri sonucunda uzaklaştırıcı etkilerinden yararlanılmasının planlandığını kaydetti.
Çay ve kivide, sarı yapışkan tuzaklar ve ışık tuzakları kurulduğunu ifade eden Ak, sarı yapışkanların ışık tuzaklarına göre daha etkili olduğunu belirtti.
Ak, budama yöntemi ve bulaşık bitkilerin yakılarak popülasyonun yüzde 90 oranında azaldığını ancak komşu bahçelerde mücadele yapılmamasının, zararlının bakım yapılan bahçeye yeniden bulaşmasına neden olduğunu aktardı.
"Yalancı Kelebeğin Çayda Zarar Durumunun Tespiti" alt proje çalışmalarının da devam ettiğine değinen Ak, şunları kaydetti: "Yalancı kelebeğin çaya zarar verdiği söylemlerine karşı, zararlı ile çay bitkisi arasındaki konukçu-zararlı ilişkisi düzeyi saptanarak çay bitkisinde gerçek anlamda zararı olup olmadığı belirlenmeye çalışılmaktadır. Çalışmadan elde edilen ön sonuçlara göre çay bitkileri üzerine salınan larvalarının ve erginlerinin, sürgün ve yapraklarda emme zararı oluşturmadığı saptanmış olup biyolojik döngüsünü çay bitkisi üzerinde tamamlayamadığı gözlemlenmiştir."
YORUMLAR