Çiğ sütte kritik uyarı: Hastalık geçebilir
Milyonlarca vatandaşın evine giren çiğ süt ile ilgili kritik bir uyarı geldi.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca sene başından bu yana uygulamaya konulan düzenlemeler nedeniyle tüketicilerin çiğ süt alırken ve tüketirken bazı noktalara dikkat etmesi gerekiyor. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Yetişemiyen, "Ambalajlanmış çiğ süt ürünlerinde etiketi dikkatlice kontrol etmek gerekiyor. Alınan çiğ sütün hangi çiftlikten veya köyden geldiğinin, uzaklığının, son kullanma tarihinin bilinmesi çok önemli." dedi.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca sene başından itibaren uygulamaya konulan düzenlemeler nedeniyle tüketicilerin çiğ süt alırken ve tüketirken bazı noktalara özen göstermesi önem taşıyor.
Bakanlıkça, çiğ sütün tüketicilere direk arzına ilişkin bu yıl başından itibaren çeşitli düzenlemeler hazırlanarak uygulamaya geçirildi.
Buna göre, çiğ sütün bakkal ve market gibi yerel perakendeciler tarafından son tüketiciye arzı bazı kurallara bağlandı.
Çiğ sütü, son tüketiciye sadece "Hastalıktan Ari İşletmeler İçin Sağlık Sertifikası"na sahip, bruselloz ve sığır tüberkülozundan ari süt üreten hayvancılık işletmeleri arz edebiliyor.
Süt üreten hayvancılık işletmesi merkez kabul edilerek 200 kilometrelik yarıçap içinde yer alan, sabit bir yerde konuşlandırılmış otomatik satış makineleri veya bakkal ve market gibi yerel perakendecilerde çiğ süt son tüketiciye sunulabiliyor. Hayvancılık işletmesinde hazır ambalajlı hale getirilmiş çiğ süt ise 500 kilometrelik yarıçap içinde son tüketiciye satılabiliyor. Satılan üründe, çiğ sütün hangi koşullarda saklandığı, ne zaman üretildiği, ürünün menşesi, son tüketim tarihi ve gerekli uyarıların bulunduğu bir etiketin yer alması gerekiyor.
Sütteki mikroorganizmaların sağlığı tehdit edecek seviyeye ulaşmaması için çiğ sütün son tüketiciye arzının, sağımdan itibaren 24 saat içinde gerçekleştirilmesi, son tüketim tarihinin ise ilk sağımdan itibaren 48 saati geçmemesi, tüketicilerin de söz konusu ürünleri tüketirken bazı noktalara dikkat etmesi gerekiyor.
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atila Yetişemiyen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son 15-20 yıldan beri tüketicilerin gıdalar ve beslenme hakkında daha da bilinçlendiğini söyledi.
Yetişemiyen, vatandaşların pazarda meyve-sebze alırken, market raflarında işlenmiş ve ambalajlanmış gıdaları seçerken, ürünlerin doğallığını, tazeliğini, etiket bilgilerini inceleyerek sorguladığını belirtti.
Tüketicinin ne aldığını, ne yediğini, yararını veya muhtemel zararını bilmek istediğine işaret eden Yetişemiyen, gıdalar arasında süt ve süt ürünlerinin en çok konuşulan, sorgulanan ve gündeme gelen ürünler olduğuna dikkati çekti.
Yetişemiyen, bazı tüketicilerin işlenmiş ve ambalajlanmış süt ürünleri yerine, kapısından veya marketten satın aldığı çiğ sütü kaynatarak içmeyi, yoğurt yapmayı tercih ettiğini anımsatarak, vatandaşın sadece güven duygusuyla çiğ süt alırken, bazı noktalara dikkat etmesi gerektiğini bildirdi.
Hayvan hastalığı ve antibiyotikler çiğ sütle insanlara geçebilir
Çiğ sütün hangi çiftlikten veya köyden geldiğinin, uzaklığının, son kullanma tarihinin bilinmesi gerektiğini vurgulayan Yetişemiyen, bu şekilde sunulan sütün sağılır sağılmaz gerekli soğutma koşullarında muhafazasının ve nakliyesinin sağlanması gerektiğini dile getirdi.
Yetişemeyen, yeni mevzuata göre ambalajlanmış ürünlerde etiketi dikkatlice kontrol etmek gerektiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:
"Birçok hayvan hastalığı süt yoluyla insanlara geçebilmektedir. Satın alınan çiğ süt hastalıklı hayvanlardan sağılmış olabilir mi? Vatandaş, sütçüsüne olan güven duygusuyla kapısından aldığı çiğ sütteki bakteri sayısına, hastalık etmeni bakteri olup olmadığına ilişkin soruların cevaplarını alabilmeli. Köylünün, çiftçinin hayvanlarında hastalığa karşı kullandıkları antibiyotikler hayvanın memesinde kan yoluyla süte geçebilmektedir. Böylelikle tüketiciler isteği dışında antibiyotiklere maruz kalmaktadır. Eğer sütün geldiği ahırlarda gerekli temizlik yapılmıyor ve hijyen kuralları uygulanmıyorsa köy, çiftlik ve ahır koşullarından kaynaklanan yabancı veya istenmeyen tozlar, bakteriler, akarlar, deterjan kalıntıları gibi mikropartiküller, gübre kalıntıları kapınıza gelen sütte bulunabilmektedir. Ne yazık ki, çiftçinin ve çiğ süt satıcısının bunları teknik olarak temizleme olanağı bulunmamaktadır. Bunlar süt fabrikalarındaki özel makinelerde (seperatör) sütten ayrılmaktadır."
"Sütmatik"leri kimler temizliyor?
Son 1-2 yıldan beri bazı marketlerdeki "sütmatik"lerden de çiğ sütün doğrudan satışının yapılabildiğini hatırlatan Yetişemeyen, vatandaşın bu sütleri alırken makinelerin nasıl ve kim tarafından temizlendiği konusunda bilinçli hareket etmesi, bunu sorgulaması ve dikkatli olması gerektiğini anlattı.
Yetişemeyen, makinelerde her gün süt bittikten sonra temizliğinin kurallara göre yapılmasının önemine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Bu temizlik işlemi, acaba marketteki sıradan bir işçi tarafından mı, yoksa sütün geldiği çiftlik tarafından görevlendirilmiş ve makinenin temizlik programını bilen biri tarafından mı yapılmaktadır? Vatandaş bu makinelerden aldığı sütün bakteriyolojik ve kimyasal açıdan Bakanlık tarafından yapılan analiz raporlarına ulaşabilmeli. Doğallık ve sadelik amacıyla yapılan iyi niyetli bir tercih, belki bu sorunlar nedeniyle beslenme ve sağlık bağlamında sıkıntılar, tehlikeler oluşturabilir. Bu nedenle çiğ sütün doğrudan satın alınmasında bilinçli ve dikkatli olunmasında yarar var."
YORUMLAR