Aspirin her derde deva değil
OMÜ Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şahin:''Yüzyıldan daha uzun süredir bilinen ve dünyada en çok tanınan ilaç, aspirindir. İlaç, 40 yıldır kalp damar hastalıklarında koruyucu etkisi nedeniyle kullanılmaktadır. Ancak her derde deva gibi bilinçsizce kullanılması da sakıncalıdır"
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmut Şahin, yüzyıldan daha uzun süredir bilinen ve dünyada en çok tanınan ilaç olan aspirinin bilinçsizce kullanılmamasını istedi.
Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aspirinin bilinçli kullanılması durumunda insanlara ömür boyu fayda sağladığını söyledi.
Aspirinin her derde deva gibi kullanılmasının sakıncaları bulunduğunu, ilaçların aktif madde içermesi nedeniyle mutlaka doktor tarafından tavsiye edilmesi gerektiğini vurgulayan Şahin, hastaların veya sağlıklı insanların gerekli gereksiz aspirin içtiğini, kime yararlı kime zararlı olduğunun yeterince bilinmediğini belirtti.
Kardiyoloji muayenesine gelen genç yaşlı, kadın erkek birçok hastanın kan sulandırıcı olarak aspirin kullandığını gördüğünü anlatan Şahin, "Yüzyıldan daha uzun süredir bilinen ve dünyada en çok tanınan ilaç aspirindir. Uzun süre ağrı kesici, ateş düşürücü olarak kullanılan bu ilaç, 40 yıldır kalp damar hastalıklarında koruyucu etkisi nedeniyle kullanılmaktadır. Ancak her derde deva gibi bilinçsizce kullanılması da sakıncalıdır. Kendinize iyi geldiğini düşündüğünüz bir ilacı aspirin de olsa başkalarına tavsiye etmek doğru bir davranış değildir" dedi.
Şahin, dünyada son 40 yılda yapılan klinik çalışmaların sonuçlarının kalp damar hastalığı bulunanlarla ilgili bazı verileri ortaya koyduğuna işaret ederek, şunları söyledi:
"Araştırmalar, kalp krizi geçirmiş, balon-stent tedavisi yapılmış veya koroner by-pass ameliyatı geçirmiş hastalarda aspirinin tekrarlayan olayları önlemede yararlı olduğunu ortaya koymuştur. Günümüzde kalp damar veya tıkayıcı beyin damar hastalığı geçirmiş hastaların herhangi engelleyici durumu yoksa düşük doz aspirini ömür boyu kullanmasını tavsiye ediyoruz. Bu hastaların aspirin kullanılması ile damar hastalığına bağlı ölümlerde yüzde 15, öldürücü olmayan kalp krizi ve inme riskinde yüzde 33 azalma olmaktadır."
- En önemli yan etkisi kanama
Hastalıkların yinelenmesini önlemede başarılı sonuçlar alınan aspirin kullanımının bazı riskleri de bulunduğunu aktaran Şahin, şöyle dedi:
"Aspirinin en önemli yan etkisi kanamadır. Aspirin bin erkekten 3,3'ünde, bin kadından da 2,5'inde önemli kanamaya yol açmaktadır. Kanamaların çoğu mide ve bağırsak kanamaları olup, bazıları hayatı tehdit edecek kadar ciddi olabilir. Bunların en ölümcülü ise beyin kanamasıdır. Aspirine bağlı kanama riski en yüksek olanlar daha önce ülser veya kanama geçirenler, yaşı 60'ın üzerindekiler, yüksek doz ilaç alanlar, birlikte kortizon veya ek kan sulandırıcı ilaç kullanan hastalardır. Aspirinin kanama yapıcı etkisi enterik kaplı (bağırsakta açılır) olması veya düşük dozda alınması ile önlenemez. Kanama riski yüksek hastalar aspirin almak zorunda ise beraberinde mide koruyucu tedavi de verilmelidir.''
- Kalp damar hastalıklarına yakalanma riski düşük bireylerde aspirinin etkisi yok
Koroner damar hastalığı bulunan ve aspirin kullanmasına mani durumu olmayan hastalar için aspirinin yarar taşıdığını, bu nedenle ömür boyu önerildiğini dile getiren Şahin, bilinen kalp hastalığı bulunmayanlarda ilacı kullanma kararını hekimlerin vermesi gerektiğine işaret etti.
Prof. Dr. Şahin, kalp damar hastalık riski düşük sağlıklı bireylerin aspirin kullanmasının yeterince koruyucu etkisi bulunmadığını, buna karşılık mide kanaması geçirme olasılığının beklenen yarardan çok daha fazla olduğunu dile getirdi.
Şahin, kalp damar hastalığı bulunmayan 50 yaş altı bireylerde ve klinik olarak kalp damar hastalığı meydana gelmeyen diyabetik hastalarda "koruyucu olur" beklentisi ile aspirin içilmesini önermediklerini sözlerine ekledi.
YORUMLAR