Tarihi konaklayarak öğreniyorlar

Türkiye'nin ilk yatılı müzesi olan Çorum Müzesi'nde, içinde Hitit evi, eğitim atölyesi, sergi salonu ve yatakhane gibi bölümler bulunan eğitim ve uygulama merkezinde yaklaşık 3 bin öğrenci konaklayarak eğitim aldı.

Türkiye'nin ilk yatılı müzesi olan Çorum Müzesi'nde 2011 yılında başlayan uygulama kapsamında yaklaşık 3 bin öğrenci, konaklayarak eğitim aldı.

Hitit medeniyetinin başkenti Hattuşa ile uygarlığın önemli şehirlerine ev sahipliği yapan Çorum'da kent merkezinde bulunan Çorum Müzesi, barındırdığı binlerce yıl öncesine ait eserlerle tarihe ışık tutmasının yanında yürütülen proje ile ziyaretçilerini adeta tarihi yolculuğa çıkarıyor.

Müze Müdürlüğünce 2011 yılında hazırlanan ve Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA) tarafından desteklenen "Çorum Müzesi Eğitim ve Uygulama Merkezi"nde çocuk ve yetişkinlere müze eğitimi verilerek, insanların kültür varlıklarına ilgileri artırılıyor.

Çorum'un yanı sıra Ankara, Samsun ve İstanbul başta olmak üzere Türkiye'nin değişik kentlerindeki okullar tarafından düzenlenen projeler kapsamında Çorum'a gelen öğrenciler, tarihi müze binasındaki eserleri inceledikten sonra Hititler hakkında bilgi alıyor, mühür, kil tablet ve takı tasarımı yapımı öğreniyor.

Müzedeki simülasyon uygulaması sayesine at arabasıyla surlarla çevrili Hititlerin başkenti Hattuşa'yı gezen öğrenciler, Hitit Evi'nde de o dönemdeki insanların nasıl yaşadıklarını gözlemliyor.

12 bin kişi eğitim aldı, 3 bin kişi müzede konakladı

Müze Müdürü Önder İpek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, projeye kapsamında 2011 yılından itibaren yaklaşık 3 bin öğrencinin müzede konakladığını, 12 bin kişinin de etkinliklere katıldığını belirtti.

Yatılı Müze projesinin Türkiye'de ilk kez Çorum Müzesi'nde uygulandığına işaret eden İpek, "Öğrencilerimiz müzeye geldiklerinde müzede konaklıyor, eğitim çalışmalarını alarak güzel vakit geçiriyor. Tarihi yaşayarak öğreniyorlar." dedi.

Müzedeki uygulama atölyelerinde bölge Hitit kültürünün çekirdek merkezi olduğu için kil tablet üzerine yazı yazmayı öğrettiklerini anlatan İpek, "Yaş gruplarına göre takı tasarımı, ebru sanatı, resim, cam boyama, kilden müzedeki eserlerin birebir yapımını öğretiyoruz. Yaz döneminde de bahçede oluşturulan kazı havuzunda arkeolojik kazı çalışması yaptırıyoruz. Eserin kazıda bulunup restorasyon çalışması, envanter kaydı, müzeye gelişi ve sergilenmesine kadar tüm aşamaları eğitim çalışmasıyla anlatılıyor." ifadelerini kullandı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çorum Valiliği'nin projeye büyük destek verdiğini aktaran İpek, "Yaşayarak öğrenmeyle birlikte müzecilik alanında büyük mesafe kat ettik. Bakanlığımız bu tür çalışmaların her müzede yapılmasını istiyor ve büyük destek veriyor. Her dönem planlı bir şekilde ziyaretçi sayısı artarak devam ediyor." diye konuştu.

İpek, müze olarak aynı zamanda bir eğitim kurumu gibi faaliyet gösterdiklerini vurgulayarak, "Projeye katılanlardan aldığımız geri dönüşler çok güzel. Tarihi eserleri sergilemenin yanında bir eğitim kurumuyuz. Bunları yapmamız lazım. Bu çalışmalar aynı zamanda kültür varlığı kaçakçılığının önlenmesi için farkındalık oluşturulması konusunda da çok önemli." değerlendirmesinde bulundu.

"Etkili bir öğrenme tarzı ve unutamayacakları bir anı olacak"

Proje kapsamında müzeye gelen Ankara Gazi Vakfı Koleji öğrencileri, projede yer almanın mutluluğunu yaşadıklarını belirtti.

Öğrencilerden Naz Utku, müzede bir gece konaklamanın heyecanını yaşadığını belirterek, "Hititleri duymuştum. Derslerimizde işlemiştik. Çok büyük bir medeniyet. Burada da uygulamalı olarak görüyoruz." dedi.

Tarih öğretmeni Seda Yavuz da öğrencilerin modern çağda yaşadıkları için ilk çağlardaki hayatı hayal etmelerinin zor olduğunu vurgulayarak, "İnsanlar eskiden nasıl yazı yazıyor, nasıl yaşam tarzı sürüyor, nasıl yiyip içiyor, müzedeki materyalleri görerek, müzenin içinde bir gece kalarak öğrenmek çok güzel ve eğitici etkinlik olacak. Çok da memnunuz. Özellikle uygulama atölyesinde yaptıkları etkinlikler çok güzel. Etkili bir öğrenme tarzı ve unutamayacakları bir anı olacak." diye konuştu