Rize'de Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yöntemleri Sempozyumu
Rize'de Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yöntemleri Sempozyumu
Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan İpek, "Hukukta arabuluculuk, cezada uzlaşma bizim eski kültürümüze, inancımıza çok daha uygundur." dedi.
İpek, Rize'nin İkizdere ilçesinde bir otelde düzenlenen "Ceza Hukukunda Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yöntemleri" sempozyumunun açılışında yaptığı konuşmada, son 15 yılda yapılan yenilikler ile Türk yargısının birçok yarasına merhem olunduğunu söyledi.
Türkiye'nin 15 yıl öncesine kadar daktiloların kullanıldığı bodrum katlardaki adliyelerden ferah ortamlara geldiğini belirten İpek, aynı sürede yasaların da toplumun gerisinde kaldığı durumla acı bir şekilde yüzleştiklerini, 2000'li yılların başından itibaren temel yasaların değiştirilmesi ve güncellenmesi için büyük çaba harcadıklarını anlattı.
İpek, hakim, savcı ve yardımcı personel açığının kapatılmasının büyük önem taşıdığını ve büyük oranda çözüldüğünü ifade ederek, hakim ve savcı sayısının 7 binlerden yaklaşık 16 bine, adliye personel sayısının da 20 binden 60 bine yükseldiğini kaydetti.
Son üç yılda yargının yapısal sorunlarına odaklanıldığına işaret eden İpek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yargımızın iki güncel sorunu iş yükü, yargılamaların hızı ve kalitesi güncelliğini yitirmemiştir. İstinaf mahkemelerinin açılmasını da bu iki çerçevede ele almak gerekiyor. 2015 yılının nisan ayında kamuoyu ile paylaştığımız yeni kamu reformu stratejisi ile yargının gelecek beş yıllık yol haritasını belirlemiş olduk. Bu iki yıllık sürede Türk yargısı için tarihi bir değişim ve dönüşüm olan istinaf mahkemelerinin faaliyete geçmesidir. Cumhuriyet kurulalı hükümetlerin, 7 kez istinaf mahkemelerinin hayata geçmesi için adım atma çabaları olmuş. Hatta kanun çıkarmışlar ancak hayata geçmemiş. Bizler 2016 yılı 20 Temmuz'da istinaf mahkemelerini hayata geçirdik. 1 Eylül itibarıyla dosyalar mahkemelere gelmeye başladı. Aldığımız sonuçlara göre faaliyete geçeli 7-8 ay olmasına rağmen gelen dosyaların hem adli hem idari yargıda yüzde 85-90 ile karara bağlandığını gördük."
- "Yargıtaya gelen dosya sayısı yüzde 90 azalacak"
Mahkemelerdeki kararların şekli ve uygunluğuna bakıldığında beklentinin büyük ölçüde karşılandığını anlatan İpek, "Şu anda Yargıtayımızın elinde, Yargıtay Başsavcılığı dahil 1 milyon 400 bin civarında dosya var. İnşallah süratli bir şekilde ellerindeki dosyaları eritiyorlar. İstinafın hayata geçmesi ile Yargıtaya gelen dosya sayısı yüzde 90 azalmış olacak." diye konuştu.
Alternatif çözüm yolları ile Yargıtaya gelecek 100 bin dosyanın da yılda 50 bin dosyaya düşeceğine inandığını söyleyen İpek, "Hukukta arabuluculuk, cezada uzlaşma bizim eski kültürümüze, inancımıza çok daha uygundur. Bugün batıda, Avrupa ülkelerine gidiyoruz. Ziyaretlerimizde 'Siz bu işi nasıl yapıyorsunuz?' diye soruyoruz. Aslında dönüp bizim kültürümüze, geçmişimize baksak biz bunu burada görmüş olacağız. Bu çalışmaların sonunda yargıya intikal eden 6-7 milyon dosyanın yarısı yargıya intikal etmeden, yargıya intikal etse de hakimin önüne gitmeden çözülmüş olacak." ifadesini kullandı.
İpek, 1998'de Norveç'e yaptığı bir gezide yaşadıklarını anlatarak, şunları söyledi:
"Gezi kapsamında Ombudsmanı ziyaret ettik. Biz merakla nasıl çalıştığını, neler yaptığını sorduk. Bize bu sistemi kendi atalarının Osmanlı'dan aldıklarını dile getirdiler. Nasıl başarılı bir sistem olduğunu bize anlattılar. Biz bunun mahcubiyeti içerisinde kaldık. Aradan geçen 15 yıl sonra biz de kamu denetçiliğini kurmuş olduk. Aslında biz dönüp tarihimize, geçmişimize, kültürümüze bakarsak çok daha başarılı oluruz."
- Eğitim çalışmaları
Adliye personeline yönelik ilk eğitim merkezinin Rize'de açıldığını, ikinci eğitim merkezinin ise yaklaşık bir ay sonra Ankara'da açılacağını belirten İpek, "Rize'deki ilk eğitimi mübaşirlerden başlatalım dedik. Vatandaşla ilk temas noktamız mübaşirler." şeklinde konuştu.
İpek, yılın 11 ayı eğitim vermeyi planladıklarını vurgulayarak, eğitim hizmetleriyle vatandaşa verdikleri adalet hizmetlerinin kalitesinin yükseleceğini kaydetti.
İpek, "Mübaşiri işe alıyorlar. Ertesi gün 'Asliye mahkemesinin kapısına dikil' deniyor. Belki de ilk defa hakim, savcı, avukatla karşılaşıyor. Ne yapacak, vatandaşı nasıl çağıracak? Bunların eğitim konusu olması gerekiyor. Eski Cezaevleri Genel Müdürü olduğum için eğitimin önemini biliyorum. Biz ne zaman cezaevi personelinin eğitimine önem verdik, insan hakkı ihlallerinin ona orantılı olarak düştüğünü gördük." dedi.
- "Arabuluculuk herkesin menfaatine"
İş davalarının yüzde 95'inin işçinin lehine sonuçlandığını ifade eden İpek, bu konuda iş dünyası ile İstanbul'da bir araya gelindiğini anlattı. İpek, "Arabuluculuk sisteminin hayata geçirilmesi, çalışan, işveren, devlet açısından herkesin menfaatine olan bir husus. İş davalarında arabuluculuk konusunda yasa çalışmasını bitirdik. İnşallah parlamento tatile girmeden önce hayata geçirmiş olacağız." diye konuştu.