Oktay, Recep Tayyip Erdoğan ile Hayata Döndü

Oktay, Recep Tayyip Erdoğan ile Hayata Döndü

Trafik kazası sonucu travmaya bağlı olarak aort yaralanması teşhisi ile Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alınan Oktay Kalender, yaklaşık 45 günlük tedavinin ardından sağlığına kavuştu.

Merkeze bağlı Gülbahar Mahallesi'nde 19 Ocak 2017 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu ağır yaralı olarak Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne genel durumu kötü ve bilinci kapalı olarak ambulansla getirilen 32 yaşındaki Oktay Kalender, burada tedavi altına alındı. Kalender'e, ilk müdahale olarak göğüs cerrahisi ekibince iç kanamasına yönelik işlem uygulandı ve solunum makinesine bağlandı. Yapılan tetkiklerin ardından travmaya bağlı olarak aort yaralanması (torasik aort) tanısı konulan Kalender'e, çok yüksek ölüm riski taşımasından dolayı, hızla hastanedeki girişimsel ameliyat odasına alındı.Kalp damar cerrahisi ve anesteziyoloji ekibi tarafından bi-plan anjiografi cihazı kullanılarak sağ kasık (femoral) arter yolu ile yaralanan aort kısmı içine stent greft yerleştirilerek aort yaralanması tamir edildi. Ameliyat sonrası yoğun bakıma alınan Oktay, çok sayıda kliniğin (kalp ve damar cerrahisi, anestezi ve reanimasyon, göğüs cerrahisi, radyoloji, nöroloji) fedakarca ve koordineli şekilde uyguladıkları tedaviler sayesinde sağlığına kavuştu. Kazadan sonra yaklaşık 45 gün sonra ayağa kalkan, mucizenin adı olan Oktay, Recep Tayyip Erdoğan Hastanesi'nde yürüyerek taburcu edildi.

Operasyonu gerçekleştiren hekimlerden Yrd.Doç.Dr. Gökhan İlhan, yaptığı açıklamada, "Trafik kazalarından sonra en sık ölüm nedenlerinden biri göğüs travması sonrası görülen aort (ana damar) yaralanmalarıdır." dedi.

İlhan, "Aort yaralanması ve rüptürü (patlaması) olan hastaların % 80-85’i olay yerinde kaybedilirken, ancak %15-20’si hastaneye canlı olarak ulaşabildiği, ulaşanların da % 50’den fazlasının ilk 24 saatte kaybedildiği tahmin edilmektedir. Travmaya bağlı aort yaralanmalarında erken tanı ve erken cerrahi müdahale sonuçları iyileştirmektedir." diye belirtti.

Travmatik aort yaralanmalarının tedavisinde hem geleneksel açık cerrahi hem de son dönemde endovaskuler stent greft yerleştirme yöntemleri denen kapalı yöntemler uygulandığını ifade eden İlhan, "Açık ameliyat tekniklerinde hem ölüm hem de felç, böbrek yetmezliği gibi istenmeyen klinik durumlar yüksek oranda görülür. Bu nedenler ile hibrit ameliyathane koşullarında hızlı müdahale ile yapılabilen endovasküler stent greft uygulaması hem yaygınlaşmakta hem de bu hastalar için düşük ölüm ve istenmeyen klinik durum oranları ile birlikte hayat kurtarıcı olabilmektedir." diye konuştu.

"Ben bir mucizeyim"

Yaklaşık 45 gün süren tedavinin ardından yürüyerek hastaneden ayrıldığını söyleyen Oktay Kalender de, "Yaşayacak günüm varmış. Hocalarımın da yardımıyla hayata tutundum. Doktorlarımın söylediğine göre olay yerinde normalde ölmem lazımdı. O yüzden ben bir mucizeyim. Beni tedavi eden, benimle ilgilenen herkese teşekkür ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Hastane yöneticisi Prof. Dr. Hasan Türüt ise, şunları kaydetti: “Oktay geldiği günden beri takip ettiğimiz bir hastamız. Göğüs cerrahisi ekibi olarak ona oldukça zor bir ameliyat uyguladık. Geçirdiği aort yaralanması tamiri ameliyatının üstüne bu zor girişimi de atlattı. Bu dönem sonrası ona üçüncü ameliyatı da uyguladık. Biz hekimlerin en büyük mutluluğu hastalarımızın ağrısının dinmiş olduğunu görmek ve sağ salim onları taburcu ederken ağızlarından Allah razı olsun hocam lafzını duymaktır. Bizi bu mesleğe motive eden en önemli şey de budur. Ben bu vesileyle Oktay’ın bu badireyi atlatmasında emek veren tüm fedakar hekim, hemşire ve yardımcı personeli kardeşlerime teşekkür ediyorum."