Milletvekili Hikmet Ayar'dan Mevsimlik İşçilerin Çalışma Süreleri Artırılsın Talebi
Ak Parti Rize Milletvekili Hikmet Ayar, ÇAYKUR'daki üniversite mezunu işçilere memuriyete geçme imkânı tanınmasını ve mevsimlik işçilerin 5 ay 29 günle kısıtlanmış çalışma sürelerin 9 ay çıkarılmasını talep etti.
Ak Parti Rize Milletvekili Hikmet Ayar, TBMM Plan ve Bütçe görüşmelerinde söz alarak 5620 sayılı Kanun ve finansman kararnamesinde değişiklik yapılarak mevsimlik işçilerin 5 ay 29 günle kısıtlanmış çalışma sürelerin 9 ay çıkarılmasını talep etti.
Rize Milletvekili Hikmet Ayar TBMM Plan ve bütçe komisyonunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçe görüşmelerinde söz alarak Bakan Jülide Sarıeroğlu’na mevsimlik işçileri yakından ilgilendiren konularla ilgili taleplerini dile getirdi.
Milletvekili Ayar, mevsimlik işçilerin çalışma sürelerine dikkat çekerek bununla ilgili olarak 5620 sayılı Kanun ve finansman kararnamesinde değişiklik yapılması gerektiğini ifade etti. Yapılacak değişiklikle birlikte 5 ay 29 günle kısıtlı olan mevsimlik işçilerin çalışma süreleri 9 aya çıkması gerektiğine dikkat çeken Ayar, bu değişiklikle birlikte Çaykur’un tarihindeki en az kadrolu işçiyle çalıştığını da hatırlatarak mevcut işçilerin dönüşümlü olarak çalıştırılarak çalışma sürelerinin uzatılması önerisini sundu.
Milletvekili Ayar, TBMM Plan ve bütçe görüşmelerinde konuyla ilgili yaptığı konuşmada Türkiye genelinde yaklaşık 23 bin mevsimlik işçi olduğunu belirterek, “Sayın Bakanım, bir başka çözüm bekleyen konu da; mevsimlik işçiler meselemizdir. Yaklaşık 23 bin çalışanı ilgilendiren bir konu. Bu sayının yaklaşık yarısına yakını Rize, Trabzon, Giresun, Artvin illerinde çalışan ÇAYKUR çalışanlarıdır. Bu konu daha önce de zatıalinizle bizzat konuştuğumuz bir konudur, önceki bakanlarımızla da konuştuğumuz bir konudur. Mevsimlik işçilerimizin bir yılda en fazla 5 ay 29 gün çalışabilmekte olduğunu biliyoruz. ÇAYKUR çalışanlarımızsa bu süreyi dahi dolduramamaktadırlar. Çalışmadıkları sürede iş akitleri askıda olduğu için işsiz de sayılmıyorlar. Bu nedenle işsizlik aylığı da alamıyorlar. İşsizlik aylığını, diğer şartları yerine getirmeleri çok zor ama getirseler bile işsizlik aylığı almaları mümkün değil çünkü işsiz sayılmıyorlar. İşsiz sayılmadıkları için de İŞKUR, toplum yararına az önce bahsettiğim projeden de faydalanamıyorlar. Dolayısıyla, mevsimlik işçilerimiz için bir şeyler yapmanın zamanının geldiğini düşünüyorum.” dedi.
Milletvekili Ayar, daha önce hem TBMM Genel Kurulda hem de Plan ve Bütçe Komisyonunda dile getirdiği ÇAYKUR’daki üniversite mezunu işçilerin memuriyete geçme imkânı tanınmasını dile getirerek, “Ayrıca ÇAYKUR bünyesinde, bu mevsimlik işçiler arasında işçi statüsünde çalışan ziraat mühendislerimiz, çay eksperlerimiz ve diğer üniversite mezunlarımız bulunmaktadır. Önceki yıllarda geçici bir düzenlemeyle isteğe bağlı olarak belli şartlar taşıyanlara memuriyete geçme imkânı verilmişti. Benzer bir düzenleme, sadece ÇAYKUR'da değil diğer kurumları da kapsayacak şekilde yapılabilirse çok hayırlı bir çalışma olacağını düşünüyoruz. ”dedi.
Milletvekili konuşmasında mevsimlik işçilerin yanı sıra AK Parti hükümetleri döneminde Çalışma ve Sosyal Güvenlik alanında yapılan devrim niteliğindeki hizmetlere değindi. Milletvekili Ayar’ın konuşmasından satır başları;
Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanım, toplumun her kesimine bir şekilde dokunan bir Bakanlığın başındasınız. Öncelikle sizlere başarılar diliyorum. Başarılı olacağınıza da yürekten inanıyorum. Bütçenizin de hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Değerli arkadaşlar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının AK PARTİ iktidarları dönemindeki bazı çalışmalarıyla ilgili birkaç paylaşımda bulunmak istiyorum.
Hepimiz biliyoruz ki önemli bir veri olan iş gücüne katılım oranı artış itibarıyla son on yılda Türkiye 1'inci sıradadır. Son on yılda en yüksek artış yapan bir Türkiye iş gücüne katılma itibarıyla.
İşsizlik ödeneğinden 5 milyon 706 bin kişiye 17,8 milyar lira ödeme yapılmış ama bu benim ölçülerime göre de yeterli değildir. Bu alanda, zannediyorum, bazı kolaylaştırmalar getirilmesi gerekiyor.
Yine önemli bir veri olan kayıt dışı istihdamla ilgili çok önemli mesafeler alınmıştır. 2007'de yüzde 45,44 gibi bir oranda olan kayıt dışı istihdam 2017 itibarıyla yüzde 35,1'e düşmüştür ama elbette bu alanda alınması gereken çok yol var.
Yine SGK'nın giderleri karşılama oranında çok önemli düzelmeler, iyileşmeler olmuştur. Prim gelirleri 2002'de giderlerin yüzde 53'ünü karşılayabilirken 2017'de yüzde 67,2'sini karşılamaktadır. Toplam gelirler itibarıyla da bu oran yüzde 71,5'tan yüzde 93,1'e yükselmiştir. SGK açıklarından bahsedildi. Yine bir iki rakam paylaşmak istiyorum. Gayri safi yurt içi hasılasına oranı itibarıyla bakarsak 2009'da yüzde 2,97 gibi bir oranla karşılaşırken 2017'de bu oranın 0,71'e indiğini görmekteyiz.
Çokça eleştirdiğimiz emekli aylıklarımızın da kıyaslamasını şöyle bir yapacak olursak: 2002'den 2017'ye nominal olarak yüzde 600 dolayında bir ortalama artış varken, reel olarak da bu artış yüzde 100'lerin üzerinde bir oran olarak karşımıza çıkmaktadır. Buna rağmen elbette emekli maaşlarımız yeterli midir? "Değildir." diyeceğiz hep beraber ama bu, yeterli artış yapılmadığından değil harcama kalemlerindeki önemli değişiklikler, son on yılda, on beş yılda önemli değişiklikler harcama bileşenlerinin değişmesinden kaynaklandığını yine hepimiz biliyoruz.
Net asgari ücretle ilgili yine aynı değerlendirmeyi yapacak olursak 2002'den 2017'ye nominal olarak yüzde 662'lik bir artış, reel olarak da yüzde 83,2 gibi bir artış var ama buna rağmen elbette asgari ücreti tartışabiliriz.
Engellilerin kamuya alınması. Evet, arkadaşlar bu çok önemli. Biz bir ailede bir engelli varsa o ailede o engelli bir engel olarak görülmekteyken artık o engelliler devletin bağrında şu anda. 5.000'lerden 50-52 binlere devlet kamuda engellilere iş vermiştir. Bunun, sosyal politikaların en güzeli olduğunu düşünüyorum. Ha bütün bunlara rağmen elbette Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızda yapılacak çok işimiz var.
Sayın Bakanım, Bakanlığınızı ilgilendiren birkaç konuya kısa kısa temas etmek istiyorum. Gençlerden bana gelen bir mesajı okuyarak, paylaşarak başlamak istiyorum: Sayın Vekilim, gençler vekil olabiliyor, bakan yardımcısı olabiliyor ki yanınızda çok genç bir bakan yardımcımız var, il başkanı olabiliyor ama bürokraside şube müdürü, daire başkanı, genel müdür, müsteşar olamıyor. Önümüzde yasal engeller var, bu engelleri ne zaman düzelteceksiniz?" diyor. Sayın Bakanım, yasal engellerin neler olduğunu elbette siz bizden daha iyi biliyorsunuz. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun ilgili maddesi gereği sekiz yıl devlet memurluğu yapmadan şube müdürlüğü sınavına dahi giremiyorsunuz. Yani şube müdürü olamamak ayrı bir şey sınavına bile çocukları almıyorlar.
Sayın Bakanım, bir başka konu da toplum yararına çalışma projelerimizdir. Çok büyük faydalar sağlamış, her ne kadar zaman zaman muhalefet bunu siyasi bir araç olarak değerlendirmişse de ben uygulamadan çok yakın biliyorum ki mesela, 2012, 2013'te seçim olmadığı hâlde bu araç çokça kullanılmıştır, toplum yararına önemli bir katkı sağlamıştır. Ancak, adı üzerinde, toplum yararına olan bu projenin, revize edilmediği için belli aşamalardan sonra faydaları zarara dönmüş bir proje hâline geldiğini düşünüyorum. Mutlaka ilan edilip ıslah edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir örnek vereceğim: Küçük bir belediyemize 20 kişilik bir kontenjan tahsis edildi. "Tamamı kura." denildi. Kurada bayanlara pozitif ayrımcılık tanındı. Bunlar çok güzel şeyler, kura olması, bayanlara pozitif ayrımcılık olması ama sonuç olarak ne getirdi biliyor musunuz? 20 kişinin 19'u bayan. Belediyemiz bunu nasıl yönetecek veya nasıl bir verim alacak? Yani amacın minimum kaynakla maksimum fayda sağlamak olması gerekir, etki analizlerinin daha sağlıklı yapılması gerekir diye o amaçla bu noktaya bir temas etmek istedim.