Laz Taş Konakları

Rize'nin dolma taş konakları yöre kültürünün güzelliğini gözler önüne seriyor.

 

Karadeniz'in incisi Rize'nin tarihi dolma taş evleri yöre kültürüne ışık tutuyor. Konakların mimari yapısı konumlandırılması hatta alt katının zamanında zindan olarak kullanılması yapıların ilginçliğini arttırıyor. Yörenin iklim koşulları, arazi yapısı ve manzara tutkusu konakların yapımında önemli bir yer tutuyor.

 

Konakların malzemesi: Dolma Taş

 

Dolma Taş konakları adını kayın kestane gibi dayanıklı ağaçların kare ya da dikdörtgen boşluk kalacak şekilde kesiştirilmesinin ardından, kırılan taşların araya doldurulması ile dolma taş ismini alıyor. Kısacası taşlar çekiç yardımıyla elle kırılarak biçim verildikten sonra karkas eve monte ediliyor. Taşların arasındaki boşluklar ısı yalıtımı içindeniz tutkalıyla kapatılıyor. İç dizayn ise Türk ev klasiğindeki oda anlayışının dışında. En önemli mekan bu konaklarda aşhaneler; yani mutfaklar. Bütün odalar bu hayat denilen mutfağa açılıyor. Oldukça büyük olan aşhaneler yöre insanının en çok vakit geçirdiği alan olduğu içi hayat ismini alıyor. Mutfağın bir bölümü de duş ve abdest almak için kullanılıyor. Çay sohbetleri, konuk ağırlamalar hep bu aşhanelerde yapılıyor.

 

 Dolma taş devrin en gösterişli konutları. O yüzden kusursuz olmasına özen gösteriliyor. Konakların görselliğini arttırmak adına zamanında sırf taş oymacılığı yapan, iç ve dış süslemeleriyle ilgilenen taş duvar ustalarından bahsediliyor. Evin dış yapısı iklim koşullarına dayanıklı olması için çoğu zaman standart kalsa bile içi yaşayan ailenin estetik zevkine ve ekonomisine göre değişiyor.

 

 

100'den fazla konak var

 

Kıyı kasabası olan Fındıklı'da konakların sayısıyla birlikte konaklara ilgi de oldukça fazla. Yörenin taş evlerine son dönemde ilginin arttığı bu neticede restorasyon uygulamalarının hız kazandığı ve yöre insanı tarafından daha fazla sahiplenildiği gözleniyor. Fındıklı'da 1800'lü yıllardan günümüze kadar gelen 100'ü aşkın dolma taş konak bulunuyor ve bu konaklar yöre halkı tarafından oldukça çok seviliyor. Bu evlerin asıl iki ustası bulunuyor bu küçük şehirde. Biri Ahmet Selimoğlu diğeri ise Nurettin Balaban.

 

Konakların şehir insanı tarafından sevildiği ilçenin içindeki çay ocaklarının ve kafelerinin bu mimariye benzetilmek istenmesinden anlaşılıyor. Konaklar son zamanlarda hayli yoğun. Restorasyon faaliyetlerinin olduğu konaklar, Karadeniz dizilerinin çekim mekanlarını da oluşturuyor. Son olarak Mahsun Kırmızıgül'ün yönetmenliğini ve senaristliğini yaptığı Benim İçin Üzülme dizisinin ev sahneleri bu konaklarda çekildi.

 

Eski kültüre duyulan özlemin artmasıyla konaklara olan ilgi de artıyor. Birçok taş konak belediye yardımıyla da eski haline getirilmeye çalışıldı.

Taş konakların mimari özelliği dışında bir sır saklanıyor. Zamanında bu evlerin beyleri köylerdeki asayişi sağlamak adına suçlular ve cezalandırılması ön görülen kişiler bu konağın alt katındaki yerlere hapsedilirmiş.

 

Dolma taş konakları şehrin iklimine en dayanıklı konutlar olarak görülüyor. Yağmurun metrekareye 450 kilogram yağdığı memlekette bu tip yapılar daha kullanışlı. Ahşap konutlar nem ve yağmur karşısında çürümeye daha çok meyilli. Ahşap kullanılması kaçınılmaz olunduğu yerde en sağlam ağaç türleri olan kestane, kayın, meşe tercih ediliyor.

 

Konaklar koruma altında

Bu denli emeğin ve kültürel mirasın yok olmasının önüne geçebilmek adına Kültür ve Turizm Bakanlığı Karadeniz'in nadide konutları için 2006'da çıkarılan yasa ile hem konakları koruma altına aldı hem de restorasyon çalışmaları başlatıldı.

 

Konakların her mevsim ziyaretçisi bulunuyor. Bazı konaklarda gezginler için kafeler bile var. Konaklarının birçoğunun isimlendirilmesi konaklarda yaşayan sülalenin adıyla anılıyor. İnceler, Şişmanoğlu, Şevketbeyoğulları Konakları örnek verilebilir. Konaklar restore çalışmalarından dolayı kimi zaman orijinal dokusu kayboluyor. Aynı durum yapıları sahibince modern tasarımla harmanlanmak istenildiğinde de ortaya çıkıyor. Bazen de konağın içinde yer alan ahşap oymalı bölmelerin çürümesiyle yapılacak bir şey kalmıyor. Her şeye rağmen taş konaklar ihtişamıyla ve geleneksel mimarinin getirmiş olduğu heybetle ziyaretçilerin ilgisini çekiyor ve çekmeye de devam edecek gibi görünüyor.