Kavranoğlu, Zenginliğin Kıymeti Bilimle Ölçülüyor

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Davut Kavranoğlu, dünyada artık zenginliğin kıymetinin petrol, tabii kaynaklarla değil bilimle ölçüldüğünü söyledi.

Düzenlenen konferansa, Rize Valisi Erdoğan Bektaş, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Karaman, AK Parti İl Başkanı Muhammet Avcı, akademisyenler, öğrenciler ve sivil toplum örgütleri temsilcileri katıldı.

Kavranoğlu, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesince Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Bilim, Teknoloji ve Mühendisliğin Yeni Türkiye Vizyonundaki Stratejik Önemi" konulu konferansta yaptığı konuşmada, bilim adamlarının bedeli ne olursa olsun devlet politikalarına yön verici olması ve bilimin gelişmesi için vazifelerini yerine getirmesi gerektiğini belirtti.

Bilimin bir ülkenin gelecekte ne kadar kalkınacağı, askeri gücünün ne olacağı ve var olup olamayacağına karar verecek derecede önemli olduğunu vurgulayan Kavranoğlu, şöyle devam etti:

"Dünyada artık zenginliğin kıymeti petrol, tabii kaynaklarla değil bilimle ölçülüyor. Bakıldığında Japonya, Almanya'da yer altı madeni yok ama dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasında yer alıyor. Singapur'da 1960'lı yıllarda kişi başı milli gelir 2 bin dolar seviyesindeyken bugün 60 bin dolar seviyesinde. Bu bilim ve eğitim ile elde edilmiş bir şey." 

Kavranoğlu, Türkiye'nin ekonomik olarak dünyada 18. sırada yer aldığına değinerek "Türkiye'nin 2023 hedefleri arasında dünyanın en büyük ekonomisine sahip ilk 10 ülke arasına girmek yer alıyor. Mevcut üretimimizi artırarak bunu başarabilmemiz zor görünüyor. Aynı büyüme seviyelerinde gidersek kişi başına gelirimiz 19 bin dolar seviyelerine kadar yükseliyor. Mutlaka sıçrama yapmamız gerekiyor." dedi.

Dünyada birçok ülkenin bilgi ekonomisine geçtiğine işaret eden Kavranoğlu, şunları söyledi:

"Bilgi ekonomisine geçmiş ülkelerde çok iyi üniversite sistemi var. Çok iyi bir eğitim ve insan kaynakları sistemi var. Nobel ödüllerinin alınabildiği, önemli araştırmaların yapıldığı üniversiteler. Dünyada gelişmelerin takip edildiği ve oluşturulduğu laboratuvarları olan, değerli hocaları çalıştıran üniversiteler. Mesela bizim bir tane ağabeyimiz Aziz Sancar. Amerika'da çalışıyor ve orada Nobel aldı. Aziz Sancar'ı oradan alsak getirsek Türkiye'deki bir üniversiteye koysak aldığı Nobel ödülünü bile unutur ve kesinlikle bir daha Nobel alamaz. Bizim eskiden kalma bir üniversite sistemimiz var ve Türkiye'de nice Aziz Sancar'ları söndürüyor. Onların başarılı olmasını engelliyor."