Karadenizli kadın çiftçinin yorucu mesaisi
Trabzon'un Düzköy ilçesine bağlı Doğankaya Mahallesi'nde yaşayan üç çocuk annesi Güner Küçükaslan, bölgenin zorlu koşullarına rağmen yıl boyu bağ bahçe işlerinin yanı sıra besicilik yaparak aile ekonomisine katkı sağlıyor.
Doğu Karadeniz'in özellikle kırsal kesiminde yaşayan kadınlar, zorlu doğa koşullarına rağmen aile ekonomisine katkı sağlamak için yıl boyu çalışıyor.
Çalışkanlıklarıyla bilinen Karadeniz kadınları, hem evlerinin günlük işlerini yapıyor hem de bahçede yetiştirdikleri ile baktıkları hayvanlardan elde ettikleri sütten hazırladıkları ürünleri satarak ekonomik girdi sağlıyor.
Trabzon'un Düzköy ilçesine bağlı Doğankaya Mahallesi'nde yaşayan Güner Küçükaslan da üretkenliği ve çalışma azmiyle çevresindekilere örnek oluyor.
Eşi yaklaşık bir yıldır Almanya'da çalışan üç çocuk annesi Küçükaslan, yıllardır ev işlerinin yanı sıra bağ, bahçe ve tarla işlerini ihmal etmiyor.
Aile ekonomisine ürettiği ürünleri satarak katkı sağlayan Küçükaslan, gün ağarmadan kalkıyor ve odun keserek sobasını yakıyor. Ev işlerinin bir kısmını yapan ve ardından yemek pişiren 50 yaşındaki kadın, evin alt katındaki ahıra inerek inekleri sağıyor.
Sütün satacağı kısmını bidona aktaran Küçükaslan, tereyağı, peynir, çökelek ve kaymak yapacağı bölümü de ayırıyor. Küçükaslan, sütü hazırlayacağı ürüne göre işlemden geçirdikten sonra hayvanları otlatıyor ve bahçe işlerine yöneliyor.
Mevsime göre arazisinde farklı işlerle uğraşan Küçükaslan, sonbaharın sisli ve yağmurlu havasına aldırış etmeden kış hazırlıklarını sürdürüyor.
Bahçesindeki mısır, fasulye, patates, kabak ve lahanayı toplayan Küçükaslan, biçtiği çayırı ve kestiği odunları ise sırtında yaklaşık 2 kilometre mesafeden evinin yanındaki mereğe (odunluk ve samanlık olarak kullanılan alan) taşıyor.
Hemen her gün aynı işlerde ter döken Küçükaslan, ürünlerini satarak emeğinin karşılığını almanın mutluluğunu yaşıyor.
"Elimden geldiğince üretmeye devam edeceğim"Güner Küçükaslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukluk yaşlarından itibaren bağ bahçede çalıştığını, halen daha aynı işlere devam ettiğini söyledi.
Yaptığı işlerin zor olduğunu anlatan Küçükaslan, "Çayır kesiyorum, hayvanlarla ve her şeyle ilgileniyorum. Zor ama mutluyum. Üretmezsem, çalışmazsam bir karşılık alamam. Ürettiğim patates, fasulye, mısır ile ineğimin sütü ve ondan yaptığım tereyağını satarak emeğimin karşılığını alıyorum. Bu sayede evin bir kısım ihtiyaçlarını da karşılıyorum." dedi.
Küçükaslan, çalışmaya alıştığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Her sabah 05.30'da kalkıyorum, kahvaltımı yaptıktan sonra temizliğe geçiyorum. Sağdığım sütü satıyorum ve hayvanlarımı otlatmaya çıkarıyorum. Bağ, bahçe işleri her şeyi yapıyorum. Sırtımda yük de taşıyorum, yeri geldiğinde inşatta da çalışıyorum. Örneğin mahallemizde yapılan inşaatlara imece usulü yardımda bulunuyorum. Hem erkek hem kadın işini yapıyorum. 'Bu iş ağırdır, zordur' demiyorum. Çalışmadan kesinlikle olmaz. Elimden geldiğince de üretmeye devam edeceğim."
İşleri akşama kadar bitiremediğini dile getiren Küçükaslan, "Akşama kadar işim bitmese de zorluklarına alıştım, başarıyorum. Zaman zaman zorlansam da emeğimin karşılığını aldığım için çalışmaktan vazgeçmiyorum, mutluyum. Ben çalışmadan duramam." diye konuştu.
Küçükaslan, bağ bahçe işlerini yük olarak görmediğinin altını çizerek, "Bu da benim mesleğim gibi. Bu işleri severek yapıyorum. Karadeniz'de yaşamaktan da burada çalışmaktan da memnunum." ifadelerini kullandı.
Yaz aylarında işlerin daha yoğun olduğunu anımsatan Küçükaslan, bu aylarda ise topladıkları mahsullerden kış için kendilerine konserve, turşu gibi çeşitli yiyecekler, hayvanlarına da yem hazırladığını sözlerine ekledi.