Kapatılan Tatlıtürk Davası 'FETÖ Şüphesi' Nedeniyle Yeniden Soruşturuluyor

Kapatılan Tatlıtürk Davası 'FETÖ Şüphesi' Nedeniyle Yeniden Soruşturuluyor

Güreş Eğitim Merkezi'nde yatılı kaldığı sırada kafa tasının kırılması sonucu hayatını kaybeden Rıfat Tatlıtürk'ün, davası taksir veya cinayet şüphesi üzerine yeniden soruşturuluyor.

Rize'nin İyidere İlçesi'nde bulunan Güreş Eğitim Merkezi'nde 2008 yılında meydana gelen olayda 14 yaşındaki Rıfat Tatlıtürk hocaları tarafından grip şikayeti ile Rize Devlet Hastanesi'ne götürülmüştü. Yatılı kaldığı merkezde gece yine rahatsızlanan Tatlıtürk'ün ikinci kontrolde beyin kanaması geçirdiği anlaşılmış, acil ameliyata alınmasına rağmen kurtarılamamıştı. Ölümünün ardından 14 yaşındaki gencin ailesi tarafından bağışlanan organları dört farklı genci hayata bağlamıştı.

Olayın akışını değiştiren ifade

Tatlıtürk'ün ölümünün ardından ailesi sağlık görevlileri hakkında, beyin kanamasını tespit edemeyerek ölümüne neden oldukları gerekçesi ile ihmal davası açtı.

Rize Sulh Ceza Mahkemesi'nde görülen davada dinlenen Beyin Cerrahı Dr. V.K, hastayı ameliyata aldığında kafa tasının kırık olduğunu söylemesi olayın akışını tamamen değiştirdi. Babanın ısrarı üzerine 24 Eylül 2010 tarihinde Tatlıtürk'ün mezarı açılarak kafa tası alınıp İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. 14 Ekim 2011 tarihli Adli Tıp Kurumu raporuna göre, Tatlıtürk'ün "künt kafa travması" sonucu hayatını kaybettiği kesinleşti.

Kapatılan Tatlıtürk Davası ’Fetö Şüphesi’ Nedeniyle Yeniden Soruşturuluyor

Dilekçeler kayboldu.

İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından verilen rapor üzerine Rıfat Tatlıtürk'ün babası Halim Tatlıtürk, olayın taksir veya cinayet şüphesi ile araştırılması için bir çok başvuruda bulundu. Ancak babanın ifadesi ile cinayet şüphesinin araştırılması için Rize Adliyesi'ne verdiği bazı dilekçeleri işleme alınmadı ve ardından kayboldular. Olayın üzerinin örtülmek istendiğini düşünen Tatlıtürk, oğlunun ölümünün araştırılması için 8 yıl süren zorlu bir hukuk mücadelesi başlattı. Tatlıtürk'ün üst mahkemelere yaptığı tüm başvurularda geri çevrildi. Bunun üzerine 28 Aralık 2011 tarihinde cinayet davası açmayan makamları HSYK'ye şikayet etti. Buradan da bir sonuç alamayınca konuyu 3 Kasım 2012 yılında TBMM İnsan Hakları Komisyonu'na taşıdı.

AİHM'e gitti

Tatlitürk hukuk mücadelesini sürdürürken, Rize Sulh Ceza Mahkemesi'nde süren ihmal davası okul ve sağlık çalışanlarının lehinde sonuçlandı. Babanın Yargıtay'a yaptığı itiraz da sonuç vermedi. Acılı baba süreç içerisinde o dönemde Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yüz yüze görüşerek yardım istedi. Baba Tatlıtürk milletvekilleri vasıtası ile konuyu TBMM'ye de taşıdı. Çaldığı hiçbir kapıdan olumlu sonuç alamayan Tatlıtürk son olarak belge ve delillere rağmen cinayet davası açılmadığı için Anayasa Mahkemesi ve AİHM'e başvuruda bulundu.

FETÖ şüphesi harekete geçirdi

Baba Tatlıtürk, 15 Temmuz'da yaşanan darbe girişimi sonrası FETÖ'nün devlet kademelerinden tasfiyesi ve kendi açtığı davalara bakan hakim ve savcıların da FETÖ üyeliğinden işlem görmesi üzerine geçtiğimiz aylarda Rize Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulunarak oğlunun ölümünün yeniden incelenmesini istedi. Babanın 8 yıl boyunca dikkate alınmayan talebi bu kez karşılık gördü. Rize Cumhuriyet Savcılığı tarafından, taksir veya cinayet şüphesi ile Tatlıtürk'ün ölümü ile ilgili soruşturma başlatıldı. Başlatılan soruşturma kapsamında olayla ilgili bilgisi olabileceği ihtimali olan kişileri ifadeleri de alınmaya başladı.

Konuyla ilgili açıklama yapan baba Tatlıtürk, "2008 yılında oğlum 14 yaşındayken halen bize açıklanmayan bir şekilde öldü. Adli Tıp Raporu'na göre kafasına aldığı bir darbe sonucu öldüğü kesinleşti. Buna rağmen hangi kapıyı çaldıysak olay incelenmedi, araştırılmadı, tüm kurumlarda bir şekilde olay kapatıldı. Ben mücadele ettikçe bazı gizli eller hep önümüze engel çıkarttı. Benim tek istediğim oğlumun nasıl öldüğünün araştırılmasıydı. Rabbim razı olsun. Talebimiz dikkate alındı ve soruşturma yeniden açıldı. İnşallah oğlumun ölümü aydınlatılacak ve eğer varsa suçlu veya suçlular adalet önünde hesap verecekler" dedi.