Emen: "Kadının Yakmadığı Bir Kandil Işık Vermez"

Memur-Sen Rize Kadın Kolları Başkanı Dr. Nilüfer Emen, 'Kadının yakmadığı bir kandil ışık vermez. Toplumlar, ileri hedeflere ancak bu ışığın aydınlığında ilerleyebilir.' dedi.

Memur-Sen Rize Kadın Kolları Başkanı Dr. Nilüfer Emen, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Emen, mesajında, 8 Mart’ın hangi ırktan, renkten, kökenden, milletten, dinden, meslekten, yaştan, işyerinden olursa olsun, tüm kadınların ve özellikle de çalışan kadınların sorunlarının ve temel taleplerinin dile getirildiği gün olduğunu ifade ederek, “Kadın hem evin yükünü çeken, hem çocukların sıkıntılarına katlanan, hem de çalışan kadın olarak iş yerindeki sıkıntılarla boğuşan bir cefa deposudur. Savaşların en çok ağlattığı kadınlardır. Bunun örneğini Suriye’de, Irak’ta, Filistin’de, Çeçenistan’da, Doğu Türkistan’da, Afganistan’da, Myanmar’da görüyoruz. Çocuğunu, eşini, evladını kaybeden kadın ağlar.” dedi.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün kadın haklarının kazanılmasında nerelerden başlandığını ve bugünlere nasıl gelindiğinin hatırlanması için özel bir gün olduğunu kaydeden İl Kadın Kolları Başkanı Dr. Nilüfer Emen, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün geçmişi çok eskilere dayanıyor. Süreç ABD’nin New York kentindeki tekstil fabrikasında çalışan işçi kadınların 1857 yılında daha insanca bir yaşam isteyerek eşitsizliklere ve ayrımcılığa karşı sürdürdüğü mücadele ile başladı. 1975 yılında Dünya Kadınlar Yılı’nı ilan eden Birleşmiş Milletler Örgütü, 16 Aralık 1977 tarihinde de 8 Mart’ın tüm kadınlar için Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını kararlaştırdı. Kadınlara eşit hakların verilmesinin Dünya barışını güçlendireceği kabul edildi. Böylece 8 Mart, dünyada kadınların yüzyıldır yürüttüğü özgürleşme mücadelesinin kutlandığı ve kadınların güncel taleplerinin ifade edildiği bir gün haline geldi. Ülkemizde ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlayan 8 Mart, 1975 yılında daha yaygın olarak kutlandı ve sokağa taşındı. 90'lı yıllarda kadın kuruluşlarının sayı ve çeşitliliğinin artması ile beraber 8 Mart daha geniş bir katılımlarla kutlanılır oldu.” diye konuştu.

Dr. Nilüfer Emen, çalışan Türk kadınlarının bugün hakları olan toplumsal, ekonomik ve siyasal konumda henüz bulunmadığını belirterek, “Ülkemizde de kadına yönelik şiddet, hala toplumun önemli bir kesimini doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyen, acil önlemler alınmasını gerektiren sorun niteliğini korumaktadır. Bazı bölgelerde töre cinayetleri sürmekte, kadınlarımız çağdışı anlayışlarla katledilmektedir. Töre cinayetleri önlenmelidir. Artan kapkaç olaylarının öncelikli hedefi, kadınlarımızdır. Yoksullukla mücadele edilerek ve tedbirler artırılarak, kapkaç olayları engellenmelidir. Bugün ülkemizde on binlerce kadın her türlü güvenceden yoksun olarak ev işlerinde çalıştırılmakta, on binlerce kadın çocuklarının geçimini sağlayabilmek için büyük sıkıntılar ile mücadele etmekte, bazen reklâm, bazen başka amaçlarla kullanılarak kadınlık haklarına saygı duyulmamakta ve aşağılanmaktadır. Kadınlarımıza sendikal örgütlenmede ve siyasette gereken öncelik verilmemektedir. Sendikalarda ve siyasal partilerimizde kadınların temsil oranı yükseltilmelidir. 2019 Mart’ından yapılacak yerel yönetimler seçimlerinde, belediye başkanı, belediye meclis üyesi ve il genel meclisi üyesi kadınların sayısı tüm siyasi partilerde daha ileri düzeye taşınmalıydı. Onun için, istiyorum ki, başı örtülü başı açık tüm bayanlar bu rekabetin içerisinde yerini alsın ve çok daha ileri düzeyde bu temsil yetkisi de ülkemizde sağlanmış olsun.” şeklinde konuştu.

Emen sözlerini şöyle sürdürdü: “Ortak akıl, sağduyu ve işbirliği ile çözüm üretmenin başarısına inanan Memur-Sen Rize Kadın Kolları olarak diyoruz ki; Dünyanın bugün dünden daha fazla ihtiyacı olan huzur, barış ve mutluluğu için ‘Ana kucağı’ şefkatine ihtiyacı vardır. Her şeyden önce ‘Ana’ gibi kutsal bir statüye sahip kadının maruz kaldığı hak ihlallerinin sona erdiği, sorunlarının çözümlendiği, kadın haklarına saygılı bir dünya özlemiyle kutladığımız bugünün bir milat olmasını temenni ediyoruz. Kadınlarımız, anamızdır, refikimizdir, kız kardeşimizdir, çocuğumuzdur, arkadaşımızdır. Kadınların haklarına kavuşmalarının önündeki engellerin kaldırılması mücadelesi, Türkiye'nin, kamu çalışanlarının ve sendikacılık hareketinin ve milletimizin güçlenmesi mücadelesidir. Üyelerimizin kahir ekseriyeti erkek, çok düşük bir oranda kadın üyemiz bulunmaktadır. Ülkemiz insanlarının, üyelerimizin çeşitli sorunları var. Ancak, ülkemizde kadın olmanın, kadın olarak çalışma hayatında yer almanın çok daha ağır ve zor sonuçları olduğunu biliyoruz ve kadınlarımız için daha mutlu, daha adil, daha yaşanmaya değer günlerin geleceği inancı ile ‘Kadının yakmadığı bir kandil ışık vermez. Toplumlar, ileri hedeflere ancak bu ışığın aydınlığında ilerleyebilir.’ Veciz sözüyle şahsım ve Memur-Sen Rize Kadın Kolları olarak kadınlarımızın Dünya Kadınlar Gününü kutluyoruz.”