Çay Üreticileri Organomineral Gübreyi Bekliyor

Rize'nin Kalkandere ilçesinde organomineral gübreyi deneyerek çayının ve toprağının geleceğini arayan çay üreticileri organomineral gübreyi anlattı.

Doğu Karadeniz Bölgesi’nde çay ve fındık tarımında kullanılan kimyasal gübre hem toprağı bitirdi, hem kaynak sularımızı kirletti. Çay ve fındık üreticisi şimdi yeni bir arayış peşinde. Organik gübreye evet ama o da verimi düşürüyor. Yeni ekim alanları süreç istiyor. İşte bu sürecin tek çaresi olarak gündeme organomineral gübre geliyor. Hem toprağı kurtaracak hem rekolteyi artıracak organik gübre. Rize’nin Kalkandere ilçesinde organomineral gübreyi deneyen çay üreticileri organomineral gübreyi anlattı.

“Çayla doğduk, onunla gözümüzü açtık ve çayla büyüdük. Halen de aynı şekilde devam ediyoruz.” sözleriyle konuşmasına başlayan Kalkandere ilçesi Pınarkent Köy Muhtarı Mehmet Ali Öztürk, bir çay fabrikasında idareci olarak görev yaptığını belirterek, “Deyim yerindeyse çay ürününün gelmişini, geçmişini az çok öğrendik. Nasıl verim verdiğini de biliyoruz. Çaya vurulan azotlu gübreler toprağın verimini tamamen bitirdi. Yani toprak tamamen boşlandı. Yaz döneminde alternatif bir gübre kullandık. Verimde bir düşüş olmadı. İnşallah toprağa da bir faydası olacağını ümit ediyoruz. Bu uygulamanın devamını da bekliyoruz. Fabrika sahipleri bu konuda gerekli girişimleri yapmıştır. Bizler de hem köylülerimize hem komşularımıza bu gübreye geçmeyi tavsiye edeceğiz. İnşallah hayırlı olur.” dedi.

Muhtar Öztürk, katı gübrenin kullanımının çok daha rahat olması nedeniyle üretici olarak katı gübre kullanmayı tercih ettiklerini ifade ederek,. “Sıvı gübrenin kullanımı ise hem zahmetli hem de zor. Biz bu yüzden katı gübrenin kullanılmasından yanayız. Sıvı gübreyi buralarda başaramayız. Firmalarımız bunun önlemini alacak ve inşallah verim kaybı olmadan bizi en iyi olan gübreye yönlendirecek. Biz de bunun takipçisi olacağız ve bu gübreye geçerek hem toprağımızı hem ürünümüzü kurtaracağız.” diye konuştu.

Kalkandere ilçesi Yeni Mahalle Muhtarı İhsan Kantarcı ise çay fabrikasında çalıştığını ve aynı zamanda ticaretle uğraştığını ifade ederek, “Ben 15 yaşından beri bu işle uğraşıyorum. Senede yaklaşık 13-14 ton çay satıyorum. Biz kompost gübre kullanıyorduk. Son 4-5 yıldan beri rekolte gittikçe düşüyor. Yıldan yıla rekolte tutmuyor. Özellikle bu yıl gübreden mi hava şartlarından mı rekolte daha da düştü. Ancak bu yılki gübrede kalite yok. Bizim toplayıp sattığımız çay belli, ÇAYKUR’un aldığı çay belli, özel sektörün aldığı belli. Yılda ortalama 13-14 ton çay veriyorum ama bu yıl 9 - 9.5 tona düştüm. Zaten bu azotlu gübreyi vura vura çaylıklar bu gübreyi kaldırmıyor. Rekolte her geçen yıl düşüyor. Ben 5 sene önce verdiğim çayı şu anda veremiyorum.” şeklinde konuştu.

Organomineral gübreyi kendi çay bahçesinde bir bölümde denediğini söyleyen Muhtar Kantarcı, “Benim 2.5 dönüm bir yerime bu gübreyi vurdum. Üstü meşe, herhangi başka bir gübre ile karışma şansı yok. Bu gübreden çok memnun kaldım. Şöyle memnunum, geçen sene 850 kilo çay verdiği yerde bu sene 1300 kilo çay verdi. Bizim orası biraz ters kaldığı için yani güneş azaldığı için geçen yıl 550 kilo verdiğim yerde şu anda bin tona yakın çay verdim. Çayı geciktirmiyor, çay kartlaşmıyor, çay filizi mükemmel, kilosu da ağır geliyor. Yani ben şu anda vurduğum bu gübreden memnunum. Eğer bu gübre Tarım Bakanlığı ve ÇAYKUR’un onayından geçerse, bunu temin edebilir, 2018’de alabilirsek bu gübreyi ben bu gübreden başka gübre vuracak değilim. Çünkü bu gübreyi vuran arkadaşlarımın hepsiyle konuştum ve hepsi de benimle aynı görüşte” dedi.

Organomineral gübreyi ilk kez kullanmasına karşın çok memnun kaldığını söyleyen Kantarcı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Benim çayda yüzde 30 kadar bir artış oldu ve saydığım etkenler çok önemli. Arkadaşlarımla konuşurken belki topraktan toprağa fark eder diye düşündüm. Arkadaşlardan bazıları, ‘Öyle yer var ki 500 kilo verdiğim yerde 800-900 kilo çay verdim’ dedi. ÇAYKUR bu sene birkaç farklı gübre deniyor. Sonuçta burada vatandaşa da soracak. En iyi verimi hangi gübreden alınırsa onu verecek. Vatandaş sonuçta para veriyor ve para verdiği şeyin karşılığını da en iyi şekilde almak hakkıdır. Bana bir gübreyi dayatıp da ‘Sen bu gübreyi kullanacaksın. Parası ne kadarsa’ dendiğinde verdiğim paranın karşılığını ben alamadıktan sonra o gübreyi niye vurayım ki. Nihayetinde ben çiftçiyim, üreticiyim. Benim toprağıma hangisi kaliteliyse onu kullanacağım. Ama benim geçen yıl denediğim bu gübre benim için şu anda on numara. Kalitede hiç düşüş olmadı. Bize sorduğunda ben de bu gübreyi söyleyeceğim.  Ben 47 yaşındayım. 15 yaşımdan beri bu işi yapıyorum. Bizim ekmeğimiz bu. Bu memleketin başka gelirimiz yok. Çay yoksa bu memlekete başka hiçbir şey yok. Benim işyeri de yok. Bu memleketin gelir kaynağı çaydır.”

Kalkandere’nin Yolbaşı Köyünden çay üreticisi İsmail Demirtaş, çayda eski dönemlere göre epey bir değişim olduğunu kaydederek, “Çayda verimimiz epey düştü. Yeni arayışlar içerisindeyiz. Özellikle toprakta canlı denen bir şey kalmadı. İlgili kurumlar arayış içinde. Geçen sene yeni bir gübre denedik. Organomineral diyorlar. Bu sene verimimiz iyiydi. Ben arazimin bir kısmında kullandım. Biraz fazlasıyla aynı çayımızı verdik. Yani rekolte biraz fazla oldu. Zannediyorum bu sanki oturacak gibi. Bu yeni gübre inşallah toprağımıza da bereket getirecektir diye umuyorum. Çevremizde de nasıl olduğunu soruyorlar. Çay filizlerinin rengi de biraz açıldı sanki. Yani açık renkli, kilo aynı şekilde biraz da fazlasıyla. Bu gübre olursa da kullanmaya devam ederim.” dedi.

Yolbaşı Köyünden bir başka çay üreticisi olan aynı zaman ÇAYKUR’da çalışan işçi Kemal Cebir ise üreticiler olarak daha önce farklı gübreler kullandıklarını, geçen sene ise arkadaşlarının tavsiyesi üzerine organomineral gübreyi kullandığını ifade ederek, “Bu gübrenin verimi gayet güzeldi. Çayı geçirmiyor yani bir anda hemen yaşlatmıyor geciktiriyor çayı. Önce ailedeki akrabalara sonra da arkadaşlarla konuştuğumuzda da anlattım. Bize göre en önemli toprağımız, bu gübre toprağı kurtaracak. Sonra çayımız zaten kurtulur.” şeklinde konuştu.

Çay üreticisi İhsan Cebir, “25 yıldır aynı gübreyi vuruyorduk. İlk kez denediğimiz organomineral gübreden sonra yüzde 10 artış sağladık. Özel sektör de alımı iyi yapınca üreticinin sıkıntısı biraz hafifledi. Kontenjan uygulaması üreticiyi geçtiğimiz senelerde biraz mağdur ediyordu. Önceden kullandığımız gübrede bize göre sağlıksızdı. Azot oranı yüzde 25 idi. Bu son kullandığımız gübre toprağımıza da iyi geldi verimi de bir nebze artırdı.” diye konuştu.

Kalkandere ilçesinden Aynur Çelik de İstanbul’da yaşayıp, çay için memlekete geldiğini belirterek, “Ben doğdum kalktım çay gördüm. Çaydan başka bir şey de tanımıyorum. Bu sene hasadı da bitirdik. Çayımız tam şimdi rayına oturdu. Çay üreticisi olarak çok çileler çektik, ürünümüzü satamadığımız zamanlar oluyordu. Şimdi sistem de çok iyi. Şimdi yeni sistemler var isteyen istediği kadar çayını gidip satabiliyor. Güzel bir fiyatı ve güzel bir alımı var. Bu konuda da devletimize teşekkür ediyoruz üreticiler olarak. Bu yıl bir don oldu bu kaliteyi biraz etkiledi. Ancak bu ay daha iyiydi. Yurtdışından bir Avrupa gübresi dediler bu gübre toprağımızı bozdu sularımızı bozdu. Zaman zaman oluyor ki kimse akarsulardan içmiyor, marketlerden alınan suları içiyoruz. Organomineral gübreyi ben bu yıl biraz denedim. Yaprağını alıp diğer gübre ile yetişen ürünle karşılaştırdım. Çok da memnun kaldım. Komşulardan ‘Bu sene ne oldu da böyle değişti’ diye de soran oldu.” dedi.