Bozdağ: Kaçırılan Çocukları Ailelerine Teslim Etmek Hükümetimizin Görevi

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, çözüm süreci ile ilgili olarak gizli kapaklı bir çalışma yapmalarının söz konusu olmadığını söyledi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, çözüm süreci ile ilgili olarak gizli kapaklı bir çalışma yapmalarının söz konusu olmadığını söyledi. Bozdağ, ayrıca, terör örgütünün kaçırdığı çocukları ailelerine teslim etmenin hükümetin görevi olduğunu ve bununla ilgili çalışmaların devam ettiğini ifade etti.

Bekir Bozdağ, Türkiye Noterler Birliği 43. Olağan Kongresi'ne katıldı. Bozdağ, program çıkışında basın mensuplarının sorularını cevapladı. “Çözüm süreci ile ilgili yeni bir yasal düzenleme yapılacağı belirtiliyor? Bununla ilgili bir düzenleme var?” sorusuna Bozdağ, “Terörün sona ermesi, erdirilmesi Türkiye için son derece önemli. Çözüm süreci, bu açıdan atılmış tarihi bir adımdır. Bugüne kadar gelinen noktada başarılı sonuçlar da ortaya çıkmıştır. Son bir yılı aşkın süredir teröre dayalı bir çatışma ortamının olmaması son derece bir gelişmedir. Umuyoruz, diliyoruz ki terörün tamamen silah bıraktığı, terörün Türkiye gündeminden tamamen çıktığı bir dönemi Türkiye yaşayacaktır. Çözüm süreci esasında bunu temin etmeye dönük tarihi bir adımdır. Bu adım içerisinde atılacak adımlar, yapılacak çalışmalar milletin gözü önünde yapılacaktır. Gizli kapaklı bir çalışma yapmamız söz konusu değil. Bugüne kadar nasıl milletimizin gözü önünde yaptıysak bundan sonra da yağacağımız her işi milletimiz gözü önünde yapacağız. Bunu özellikle buradan ifade etmek isterim. Bu konuda değerlendirme yapanlar zaman zaman sanki gizli kapaklı işler yapılıyormuş gibi değerlendirme yapıyorlar. Fevkalade yanlış bu, bugüne kadar çözüm süreci kapsamında ne yaptıysak milletimizin gözü önünde yaptık.” cevabını verdi.

“BU KONUDA ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR”

“Kaçırılan çocuklarla ilgili B ve C planların olduğu söylendi. Ailelerin bekleyişi devam ediyor. Neler yapılacak?” sorusuna ise Bozdağ, şu şekilde cevap verdi: “Kaçırılan çocuklar son derece önemli. Aileleri ilk defa terör örgütünün kaçırdığı çocuklar nedeni ile tavır ortaya koyuyorlar. Belki daha önce de aileler tavır ortaya koyuyordu ama bunu yüksek sesle kamuoyunun önünde ifade etmiyorlardı. İlk defa kamuoyunun önünde yüksek sesle aileler terör örgütüne tavır koydular ve çocuklarının kendilerine iade edilmesini istediler. Ben bunun da çözüm sürecinin ortaya çıkardığı, iklimin bir kazanımı olduğunu düşünüyorum. Çünkü bölgede yaşayan insanlarımız teröre karşı ortak hareket etme bilincinin yükseldiğini gösteriyor ve aileler çocuklarına sahip çıkıyor ve onların teröre katılmasını arzu etmiyor ve bunu bütün Türkiye ve dünya kamuoyuna ilan ediyorlar. Hükümet olarak kaçırılan çocuklar bizim çocuklarımız, hepimizin çocukları. Onları bulmak, onları sağ ve salim ailelerine kavuşmasını temin etmek hükümetimizin görevidir. Bu konuda çalışmalar devam ediyor. Çalışmalar bittiğinde sonuç ortaya çıkacaktır. Umarız kısa sürede bu çocukları ailelere kavuştururuz.”

“DEVLETTE GÖREV YAPAN HERKESİN AYNI FİKİRDE OLMASI BEKLENEMEZ”

“Adalet Bakanlığı merkez teşkilatında ‘paralel yapının’ etkin olduğu iddiaları var. ‘Paralel yapıyı’ Adalet Bakanlığı’ndan temizlemek için neler yapılıyor?” sorusuna ise Bozdağ, şu şekilde cevap verdi: “Bizim anayasamızın 138. maddesi son derece önemli. Orada yargı görevini yapanlarla ilgili anayasaya, hukuka, kanuna ve vicdana bağlılıkla hareket etmelidir diye orada ifade ediliyor. Bu çok önemli bir düzenleme, bütün yargı görevi yapanları Anayasa'nın 138. madde çerçevesinde görevlerini yapması esastır. Devlette görev yapan herkesin aynı fikirde olması beklenemez. Farklı fikirlerde insanlar olabilir, farklı düşüncelerde olabilir, farklı siyasi görüşleri olabilir. Bunlar demokratik toplumda zenginliktir. Ülkenin gücüdür. Her zaman buna saygı duyduk, bundan sonraki süreçlerde de buna saygı duyacağız. Ama görev yapan herkes, kanuna, Anayasa'ya uygun hareketle de mükelleftir. Farklılıklarını kanunların, Anayasa'nın uygulamasını yansıtmaması esastır. Eğer Anayasa ve yasanın öngördüğü usul dışında bir şey varsa zaten bu disiplin hukukunu gerektiren bir husustur. Onunla ilgili disiplin çerçevesinde gerek işler, yasalar çerçevesinde gereken işler neyse onlar yapılır. Adalet Bakanlığı’nda yaptığımız tasarruflar daha önce de yaptığımız tasarruflar. Çünkü bakanlıklarda görevlendirmeler, atamalar yasalar çerçevesinde yapılıyor. Zaman zaman bakanlar görece getirdiği insanı başak bir göreve atayabilir. Bu Türkiye’de olan bir şey. Adalet Bakanlığı’nda bazı görevlerle ilgili değişiklikler oldu. Bu, olması gereken bir şey, hukuk içinde bunu yapıyoruz. Yaptığımız değerlendirmeler çerçevesinde daha önce atadığımız arkadaşı başka göreve atıyoruz. Onu meslekten ihraç etmiyoruz, işine son vermiyoruz. Daha önce görev değişikliği yaptığımız arkadaşları oraya yine biz atadık. Başkaları vardı orada, onları başka yerlerde değerlendirdik. Onların yerine başkaları geldi. Şimdi de başka bir çalışan oralarda değerlendiriliyor. Bunlar normal ve rutin işlerdir. Normal ve rutin yapılan idari tasarrufları farklı anlamalara çekmek doğru değildir.”