Ardeşen'de ABD ve İsrail Karşıtı Yürüyüş Düzenlendi
Ardeşen İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği ve Ardeşen Belediyesinin, ABD Başkanı Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkent olarak tanımaya hazırlanmasına ilişkin bugün Cuma namazı çıkışı Belediye önünde toplanan kalabalık, konuyla ilgili basın açıklamasının yapılacağı İlçe Hükümet Konağı önüne yürüdü.
Ardeşen İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği ve Ardeşen Belediyesinin, ABD Başkanı Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkent olarak tanımaya hazırlanmasına ilişkin bugün Cuma namazı çıkışı Belediye önünde toplanan kalabalık, konuyla ilgili basın açıklamasının yapılacağı İlçe Hükümet Konağı önüne yürüdü.
ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımaya ilişkin skandal hazırlığına tepki yürüyüşleri tüm yurt genelinde olduğu gibi Rize’nin Ardeşen ilçesinde de gerçekleştirildi.
ARİMDER ve Ardeşen Belediyesi tarafından Cuma namazı sonrası düzenlenen yürüyüşe İlçe Belediye Başkanı Hakan Gültekin, Arimder Dernek Başkanı Macit Moral, AK Parti İlçe Başkanı Avni Kahya, CHP İlçe Başkanı Tahsin Ocaklı, MHP İlçe Başkanı Serkan Esirgemez, SP İlçe Başkanı Hamza Eksilmez, STK’ların başkanları ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Ardeşen Belediye önünden İlçe Kaymakamlık önüne yapılan yürüyüş esnasında kalabalık tekbir getirerek, ABD ve İsrail aleyhine slogan attılar.
ARİMDER Dernek Başkanı Macit Moral; "Siyonist ve emperyalistlerin Kudüs üzerindeki planlarına sessiz kalmamak için 8 Aralık günü Cuma Namazından sonra Kudüs dostlarını Belediyemiz önünden Kaymakamlık önüne kadar yürüyüşe ve tepkimizi tüm dünyaya göstermeye davet ettik. Katılım oldukça yüksek idi. Kudüs’ün özgürlüğüne karşı düşmanca atılan adımlara tepki vermek için tepki yürüyüşümüzü gerçekleştirdik. Katılım sağlayan başta Belediye Başkanımız Hakan Gültekin’e, STK temsilcilerimize, Siyasi Parti temsilcilerimiz ve halkımıza destek ve katılımlarından dolayı teşekkür ederim." ifadelerini kullandı.
Kaymakamlık önünde açıklama yapan ARİMDER başkanı Mecit Moral ; Kudüs’ü işgal eden İsrail’e, İsrail’e destek veren ABD ve bütün bunlara sessiz kalanlar ile birlikte, insanlığa dönük bu ihtarın nedeni de hedefi de bellidir. Kudüs insanlığın ortak mirası, “özgürlük Kudüs’ün hakkı” iradesini yansıtmak için buradayız. "ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma” ve "Amerikan Büyükelçiliğinin Kudüs'e taşınmasına” yönelik söyleminin fiiliyata geçirmeyi amaçlayan ABD ve ABD Başkanı Trump tepkimizin ve öfkemizin öncelikli muhataplarıdır. ABD’nin bu hamlesi, insanlık için manevi ve tarihi kıymete sahip, bu yönüyle de dünyanın barış adası olmuş Kudüs’ü savaş gerekçesine dönüştürmek amacı taşımaktadır. Bu yolla, diplomatik ve ekonomik zeminde devam eden örtülü üçüncü dünya savaşının ateşli bölümünün İslam coğrafyası üzerinden gerçekleşmesini istemektedir. ABD-İsrail ortak yapımı bu kirli strateji, şiddet ve krizlerle kavrulan bütün insanlık için eğer engellenmezse daha da büyük sorunların kapısını aralayacaktır. Tam da bu yüzden dünyanın bütün iyi insanları, barışı geliştirme ve barış adası Kudüs’ü koruma noktasında çağrımızın muhatabıdır. Buradan diyoruz ki, korsan İsrail Kudüs’ü başkent yapmak gibi bir hataya düşmemeli, ABD İsrail’in başkentinin Washington olduğunu idrak etmeli. .. Kudüs, bizim nazarımızda bir mihenktir. Her bir karışı, İlahi vahyi insanlığa bildiren peygamberlerin izlerini taşıması hasebiyle Kudüs; insan olma şuuru, selamete erme bilinci ve sulhun mihengidir. Kudüs ilk kıblemiz, Kudüs peygamberler şehri, Kudüs Mekke’nin Medine’nin Kurtuba’nın, Kahire’nin Arakan’ın, İstanbul’un kardeşi, Kudüs zulüm ve vahşetin gölgesinde yalnız bırakılan şehir. İşgal, zulüm ve katliamların yanında direnişin ve mücadelenin hiç bitmediği şehir. Aynı zamanda Siyonistlerin kendi zulümlerinde boğulacakları günü beklediği şehir. Kudüs bizim için varoluşumuzun ve medeniyet kodlarımızın ifadesidir. Kudüs meselesi belli bir kesimin meselesi değil, Kudüs meselesi ümmetin meselesidir. Muharref bir inancı kendisine payanda olarak kullanan ve batıdaki faşist düşüncelerden hız alan, şiddet ideolojisi Siyonizm'in ateşine odun taşımak, nereden bakarsanız bakın akıl tutulmasıdır. Yüz yılı aşkın süredir Filistinlilere karşı şiddet uygulayan, Siyonist çetenin ideallerine bu derece destek çıkmak sadece akıl tutulmasıyla açıklanabilecek bir durum değildir elbette. Asıl neden kanlı müstebitlerin her ne olursa olsun iktidarlarını sürdürme stratejileridir. Görünen odur ki Kudüs; çökmekte olan köhne dünya düzeninin merkezindeki ABD oligarşisinin yaşadığı iktidar çatışmasını gizleme aparatı olarak seçilmiştir. Tam da bu noktada en güçlü ihtarı kendimizden başlayarak millete ve ümmete yapıyoruz. Nasıl ki, Hz. Ömer’in fethiyle, Selahaddin Eyyubi’den bu yana medeniyetimizin önemli merkezlerinden biri olan Kudüs’ü Haçlılara karşı yüz yıllar boyu savunduysak; Nasıl ki, Yavuz Sultan Selim Han’ın hilafetiyle birlikte Kudüs’ü bütün inançların barış adalarından biri yaptıysak; Nasıl ki, Abdülhamid Han’ın mücadelesiyle Siyonizmi Filistin ve Kudüs’ten uzak tuttuysak; Şimdi de aynı şuurla mücadelemizi sürdürüp, haçlı artığı düşüncelleri payanda olarak kullanan emperyalizme ve siyonizme karşı bütün insanlığı da içine alan bir söz söyleyebiliriz. İslam coğrafyasında günü kurtarma politikaları peşinde koşan devlet yöneticilerinin, ikircikli tutumlarına karşı çıkarak, inancımızın ve tarihimizin bize verdiği güçle barışın sesini yükseltebiliriz. Şiddetten boğulmuş, krizlerle boğuşan bütün insanlık, doğru ve adil bir söz bekliyor. Anadolu bu sözü söylemeye hazırdır. Ümmetin gönlü bu hakikate açıktır. Bu konudaki inancımız ve kararlığımız tamdır. Şimdi bu inancı ve kararlılığı fiiliyata dökme vaktidir. Kudüs’ün siyonizme başkent yapılmasını engellemek için harekete geçmek, birlikte ses vermek ve insanlığın beklediği o sözü söylemek için buradayız. Müstebitler de en çok bundan korkuyor. Emin olun ki Kudüs’e özgürlük haykırışı, bunun için şiddetle susturulmak isteniyor. Eğer insanı özgürleştirecek söz söyleyebilirsek, müstebit iktidarlar yerle yeksan olur, özgürlüğün nefesi bütün dünyaya ulaşır. Hz. Peygamberimiz bir hadisinde; "Bir kötülük gördüğünüzde elinizle düzeltin, buna gücünüz yetmiyorsa dilinizle ihtar edin, buna da gücünüz yetmiyorsa kalbinizden buğz edin, ki bu da imanın en zayıf şubesidir." buyurmaktadır. Bu güne kadar yapılan bu zulme bizler ancak kalbimizle buğz edebildik. Bugün bu zulüm ve kötülüğün ortadan kalkması için dilimizle haykırıyoruz. Yarın bu millet inşallah bu zulüm ve kötülüğün ortadan kalkması için elbette elinden geleni yapacaktır. Tam da bu yüzden Özgür Kudüs, Tam da bu yüzden kahrolsun Siyonizm, Tam da bu yüzden defolsun ABD, Tam da bu yüzden Bağımsız Filistin. Bu inanç ve kararlılıkla Mescid-i Aksa’nın selamını alıyor, Kudüs ve Aksa’nın İslamla kucaklaşması için haykırıyoruz. Yaşasın başkenti Kudüs olan bağımsız Filistin devleti… Yaşasın işgalden kurtulmuş Kudüs şehri. " ifadelerini kullandı.