Alman Nüfus Kurumu: Türk Kızları Erkeklerden Daha Başarılı
Almanya'da yapılan bir araştırma göre, Türk kızlarının eğitim konusunda Türk erkeklere göre daha başarılı olduğu ortaya çıktı.
Berlin Nüfus ve Kalkınma Enstitüsü'nün "Yeni Potansiyeller" adlı araştırmasında, göçmenlerin Alman nüfusun yüzde 20'sine denk geldiği ve geleceği belirleyecek olan çocukların üçte birinin de göçmen ailelerde yetiştiği saptanıyor. Ne var ki araştırma, Almanya'daki iş gücü eksikliğinin çok çocuklu göçmen aileler tarafından karşılanacağı yönündeki beklentiler konusunda bir bilgi vermekten kaçınıyor. Zira göçmenlerin de gittikçe Alman halkı ile benzeştiği belirtiliyor ve göçmenlerin de gittikçe daha az çocuğa sahip olduğuna işaret ediliyor.
PANZERLERİN GÖÇ POLİTİKASINA ÖVGÜ
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı OECD'nin verilerine göre Almanya şu sıralarda sanayi ülkeleri arasında ikinci büyük göçmen ülkesi konumunda. Uzmanlar, Almanya'nın göçmenlere ilişkin liberal, göçe daha fazla imkan veren politikalarından da övgü ile söz ediyorlar.
GÖÇMENLERİN YÜZDE 37'Sİ ÜNİVERSİTELİ
Bugün Almanya'ya gelerek iş arayan yabancıların, Alman çalışanlardan ortalama olarak daha iyi vasıflara sahip olduğu da saptanıyor. Özellikle güney ve doğu Avrupa'dan gelen göçmenlerin sadece Alman iş piyasasındaki boşlukları değil, ödedikleri paralarla vergi ve sosyal kasalarını da doldurduklarına işaret ediliyor. Berlin Nüfus ve Kalkınma Enstitüsü'nün "Yeni Potansiyeller" adlı araştırmasında, son yıllarda Almanya'ya gelen göçmenlerin yüzde 37'sinin yüksek okul mezuniyeti bulunduğunu ortaya çıkartıyor. Bu eğilimin şu sıralarda da devam ettiği ve 1950'lili ve 60'lı yıllarda o zamanki Federal Almanya Cumhuriyeti'ne gelen "misafir işçi" göçünden oldukça büyük farklar gösterdiği belirtiliyor.
HERŞEY TOZPEMBE DE DEĞİL
Ancak söz konusu araştırma Almanya'nın modern bir göç ülkesine dönüştüğü yönündeki sevinç havasını biraz frenliyor. İki nedenle… . Araştırmayı hazırlayanlardan biri olan Franziska Woellert'e göre şu anda Almanya'ya devam eden göçmen akını sürekli böyle kalmayacak: "Özellikle güney Avrupa ülkelerinde ekonomik durum yeniden düze çıkar çıkmaz bu göç dalgası duracaktır. ve özellikle şu sıralarda Almanya'ya gelen göçmenlerin birçoğu sadece yüksek kalifiye elaman olmakla kalmıyor, ayrıca son derece de harekete hazır/faal insanlar, bu nedenle bunlar çok hızlı bir biçimde başka yerlere de gidebilirler. Tüm bunlar göz önüne alınınca, Almanya'daki yüksek vasıflı iş gücü açığının gerçekten sürekli bir biçimde giderileceğini söylemek mümkün olmuyor."
HOŞGELDİN KÜLTÜRÜ YARATILMALI
Araştırmada ikinci Bir Nokta üzerinde de sıkça duruluyor. Göçmenlerin Almanya'da kalmasını sağlamak için ülkenin kendisini uluslararası arenada modern bir göç ülkesi olarak pozisyonlandırması ve göçmenlerin kendilerini yabancı hissetmeyecekleri bir ortamı, bir "Hoş Geldin Kültürü"nü yaratması şart.
Franziska Woellert bu konuda da şunları söylüyor: "Almanya'nın bilhassa kendini dışa açması konusunda daha iyi bilgilendirmede bulunması ve bunu bir an önce uygulamaya geçirmesi gerekiyor. Bir dizi doğru ve önemli adım atılmış durumda. Ancak hala kağıt üzerinde kalan birçok şeyi artık uygulamaya geçirme zamanı gelmiştir. Toplumun da açıkça uygulanacak göç politikalarına sahip çıkması gerekli, zira bu konuda eksiklikler bulunuyor."
TÜRK GÖÇMENLERİN SORUNLARI DEVAM EDİYOR
Berlin Enstitüsü'nün araştırmasında, özellikle Almanya'da yaşayan Türk göçmenlerin uyum konusundaki eski sorunlarının halen devam ettiğine de dikkat çekiliyor. Almanya'ya gelen ve şu sıralarda emeklilik çağına girmiş bulunan birinci nesil "misafir işçilerin" birçoğunun düşük eğitim düzeylerini ikinci ve üçüncü kuşak nesillere devretmiş oldukları saptanıyor. Bu nesile dahil olan her dört kişinin okulu terk ettiği belirleniyor. Bilim insanları, bu durumu "Yerine getirilmeyen uyum politikalarının ortaya çıkarttığı eski yükler" kavramı ile adlandırıyor.
TÜRK KIZLARININ BAŞARISI
Öte yandan araştırmanın bir başka sonucu, Türk kızlarının eğitim konusunda Türk erkeklere göre çok daha fazla başarı göstermeleri. Türk kızlarının, kendilerine aile içinde biçilen geleneksel rollerden bir an önce kurtulmak üzere eğitim konusunda büyük çaba gösterdikleri saptanıyor.