25 yıldır el emeğiyle baston üretiyor

Aslen Rizeli olan 62 yaşındaki Mehmet Bozkurt, Beykoz'daki dükkanında 25 yıldır el işçiliğiyle baston üretiyor.

Çocuk yaşlarda başladığı baston üretimi hikayesini AA muhabirine anlatan Bozkurt, bir ağaç parçasının bütün işlemlerden geçtikten sonra baston şeklini alması için 96 kez elden geçtiğini söyledi.

Ailesiyle Rize'den Beykoz'a taşındıkları zaman bölgede 20'yi aşkın baston atölyesi olduğunu ifade eden Mehmet Bozkurt, ilkokuldayken yaşça büyük arkadaşlarının teneffüslerde kendisini zımpara yapmaya götürdüklerini ve elinin hangi işe yatkın olduğuna baktıklarını belirtti.

İlkokulu bitirene kadar baston yapımında yardım ettiğini söyleyen Mehmet Bozkurt, "16-17 yaşına kadar büyüklerimize atölyelerde yardım ettik. Askere gitmek üzereyken rahmetli Hayri Ağabey'imizin yanında çalışmaya başladım. Günde 40-50 bastonun ham halini hazırlıyordum." dedi.

Askerden döndükten sonra bir süre şoförlük yaptığını belirten Bozkurt, ardından kendi iş yerini açarak baston üretmeye başladığını kaydetti. Atölyesinde o günlerde 8 kişi çalıştıklarını aktaran Bozkurt, ürettikleri bastonları Ürdün, Mısır, Suriye, Irak ve Almanya'ya ihraç ettiklerini söyledi.

Bugün ayda 360 baston yaptığını kaydeden Bozkurt, "Yurt dışına zaten açılamıyoruz artık. Zamanında Topkapı Tır Garajı'nda bir Ürdünlü 60 baston için üç gün tır bekletmişti. Sabahın beşinde de geldi, aldı, gitti. Zamanında böyleydi tabii... Şu anda bir tek Yunanistan İskeçe'de bir arkadaşım var bazen oraya gönderiyorum 120 tane." dedi.

"Baston her ağaçtan yapılamıyor"
Mehmet Bozkurt, bastonun her ağaçtan yapılamadığını, Tarım ve Orman Bakanlığının müsaade ettiği alanlardan kesilen ağaçları 450-500 derecede kaynattıktan sonra şekillendirdiklerini söyledi.

Zanaatının unutulmaya yüz tuttuğunu vurgulayan Bozkurt, "Bir taraftan imkan yok. İlgilenen de olmadı. İnternet kafeler çıkmış, gençlere de öğretemiyoruz artık. Eskiden adamlar oğlunu ya böyle atölyelere ya berbere ya kaportacılara götürürdü, onlar da meslek öğrenirlerdi. Ben kendi evladımı dahi yetiştiremedim." dedi.

El işçiliğiyle yapılan bastonların daha dayanıklı olduğuna değinen Mehmet Bozkurt, şöyle konuştu:

"Bunun tanesini 20 liraya veriyorum, adam 60 lira etiket koymuş. Sivas, Tokat tarafında makine işi yapıyorlar, bu şekilde özelliği kalmıyor ağacın. Üzerine dayandığın zaman kırılıp gidiyor. Şu meşhur Devrek bastonu var ya oraya da gittim. O da makine üretimidir. İnsan emeği yok. Ben bu saatten sonra yalnızca bir şey istiyorum: Yeter ki bir kişi yetiştirebileyim en azından. Yarın bir işte çalışır, emekli olur. Ben kendi çocuklarıma 'Bilin ama yapmayın.' dediysem de öğretemedim. Emekli paşalara, albaylara zevk için baston yapmışımdır. Gelirler kapıda otururuz bir çay içeriz. Ne kadar verirlerse ben de onlara elimden gelenin en iyisini yaparım."